Bir Uygarlığa Dair 4 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Bir Uygarlığa Dair 4

Bir polis evi, bir öğretmen evi, bir adalet mensupları evi, bu mensuplar için nasıl bir bağıntıya dek ilişki ve ilişkilenmelerini ortaya koyuyorsa, güncel totem kültürünün taşınması sizi nasıl giriştirirse; tıpkısını boyunda aynı totem muskalı olmanın anlaşılma kapsamı da sizi dağda bayırda şehirde öyle giriştirirdi.

Yine Kabil Habil’i öldürdüğünde, Kabil kendisinin de öldürüleceğinden korkmuş ve Tanrıya yalvarmıştı. Tanrı da Kabil’in üzerine (başının arkasına, başının ön kâkül yerine) tanrılık işaretini vurmuştu*. Yani Kabil Tanrıya ait bir köleydi. Köleye, sahibinden başka kimse dokunamazdı. Bu kabil anlayıcı totemi düşünce kurallaşması köleci düzenle birlikte, ittifakı dönemden beri oluşturulan bir kültürdürler.

Damganın ya da dövmenin; köle üzerine yansıyan algılatmaları da vardı. Söz gelimi köle bu kölelik işaretini kutsamalıydı ki, hem köle olduğunu unutmasındı. Hem köle olduğunu bilsindi. Bunun yolu da bu dövme ya da damga yerlerini sıvazlamaktı. Ya da mesh etmekle onu kutsayıp, bu totem düşünceyi kendisine hipnozca oluşla, totem tesir dediğimiz etkiyle, kendi kendisini edilgen kılmaktı.

Bir kölenin bu damgayı silmesi, saçıyla ya da bir örtüyle bu dövmeyi örtmesi demek, sonucu kesinlikle ölüm olan bir cezalandırılmaydı. “ Bu elinizde bir belirti ve anlınızda bir anma işareti olacak” Mısırdan çıkış: 13: 9 “ Alnında işaret olana dokunmayınız” Hazekiel. Yine bakınız Hamurabi yasaları.

Yani köleci sistem, hangi kölenin hangi efendisine ait olmanın kutsal işaretini anlında, boynunda, başının üstünde, kollarında vs. oluşla ve işaretin çeşitli şekliyle (en vurulması) bu imlerini kölelerin üzerine koymuştu. Kölenin yapacağı şey bu köle damgalı yeri mesh ederek kutsamakla onaylamasıydı. Bu kölenin alnına (başına- koluna-kulağına, burnuna vs.) yazılmış bir alın yazısıydı. Kara yazıydı.

Boynunda muskalı ya da vücudunda totem renkli, totem giysili, totem dövmeli vs. işaretli olan biri ile karşılaşmanızda ya sakınıp temkinli olacaktınız; ya da onunla can ciğer olmanın iletişime kanalı içinde huzur bulacaktınız.

Veya köle sahibi oluşun dışında oluşunuza göre ona siz dokunmayacak, onu saklamayacaksınız. Köleyi asla barındırmayacaktınız. İşaretini taşıyan köle, bu işaretin üstünü örtemeyecekti ki ne olduklarının tanınmaları içindi. Bu nedenle köleler örtünmezlerdi. Bu ahlaksızlıktan ya da sapıklıktan, doğru yoldan çıkmışlıktan değildi. Aksine doğru yolda olduklarından öyleydiler! Statüsü gereği gövde üstü Asur’dan beri açıktı ve 6. Yüz yıl Arap sistemi de böyleydi. Efendiler Maşlahlarını çekip örtünüyordular.

Arabın devrimci ruhu, geç kalmış bir anlayışla köleyi insan sayma bağlamında ilk adımını atacaktı. Bu adım yollarından biri, çeşitli anlayıştı gaye ile köleleri (kölelik işaretini) örterek, ilk adımı atacaktı. Artık örtünmüş biri, efendi köle oluşla pek tanınamazdı. Artık köle mevlasıyla birlikte de yürüyebilecekti. Tüm bunların sindirtilmesi elbet inançlar ve iman üzerinden olacaktı.

İnsanlığın ittifakı dönemlerinden bir süre sonrasından beri olan bu tür meva-mevla tutumlu meşruti totem taşımaları, hala Arap karantinasındaki güncelliği içinin olmasa olmazlarıydı. Siz üretemediğiniz sürece önceki üretilmiş olanlar sizin rehberden (atalar yolu) pusulanız oluşla, kutsal değerlerinizdirler.

Bu değerler sembollerini size mesaj ederler. Veya kimi yasak (haram-mundar) tutum girişmelerinizle, kimi helal olunmuşların tutum ve davranışlarını ancak böyle sergileyebilirdiniz. Ya da aynı amuletliyle (köle-köleyle olur) kaynaşmanızı bu şekilde ortaya koyardınız.

Bu totemler giriştirmesi kültü tarihin derinliğinden beri bölgenin Mekke gibi en gelişmiş yerleşme alanında panteon oluşla ortaya çıkıp, kutsal kılınmıştılar. Söz gelimi çok gevşek bir Arap birliği bu sayede temasa geçebiliyor, yine bu sayede; çok hızlı bir şekilde, sanki düzenli orduları varmış gibisine hızla beş on bin kişilik orduları hemen ortaya çıkarabiliyordular. Ve yine seri hareket edebiliyorlardı.

Arabın bu kültürlere özgü, çok eskiden beri gelen adet, gelenek, görenekleri vardı. Bunlar Arap karantinasının oksijen çadırlarıydı. Söz gelimi Hübel bu kültür içinde olmanın zorunlu seyredişiyle panteon birliğinin ittifak edilen baş ilah temsilcisiydi. Oysa insanlık ilah dönemlerini geçeli hani olmuştu. Diğer totemi temsilcikler Hübel’in sağında ya da solunda veya arkasında sergileniyorlardı.

Hübel’ in sağında ya da solunda arkasında ki sıralamalar içinde olmak, bir siyaset ve koalisyon gücü olmaktı. Hübel’ in sağı ya da solunda olmak; sizin çadır sayınızla orantılı bir önemlilik hiyerarşinizdi. Bu hiyerarşi kutsal yerin egemenliğinde ve kutsal yerin savunulması içinde olmakla, bunların sizlere de danışılmasıyla kısmi önemde oluşun bir hükümranlığıydı.

Daimi, sistemli, kurallı ve sürdürülebilir organize olucu ilişkileri olmamakla, birlik gerektiğinde gevşek bir birlik olabilen Mekke panteonunun Hübel'i yavaş yavaş sivrilip birliğin sözcüsü olma pozisyonuna doğru adım atmıştı. Yani birliğin sözcüsü ve temsilcisi olmanın ilah egemenliğiydi.

Tarih, ittifaklarını üretim ilişkisiyle ortaya çıkarmıştı. Ama ittifaklar inanç ilişkileri üzerinde meşruti oluyorlardı. İç Arabistan’ın üretim ilişkileri ittifakı pek söz konusu değildi. Mekke'nin ticari gelişmişliği çevresiyle bir ortak ittifakın paylaşılan bir ortalaması olamıyordu.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 11.8.2013 20:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya