Bunca gam yükünü yükledin bana,
Tövbe karşı gelmem, yansın bu canım.
Lal olsun dillerim küsersem sana,
Kulum dersen ancak diner hicrânım.
Tak etse de câna, dönsem deliye,
Bir bıçak vursalar akmazdı kanım.
Katlandım ardımda sen varsın diye.
Kulum dersen ancak, diner hicrânım.
Unutsaydın bunca derdi vermezdin.
Öyledir hayâlim, öyledir zanım.
Genç ömrümü çile çile örmezdin.
Kulum dersen ancak diner hicrânım.
Senden ümîdimi kesersem bir gün,
Kırılsın kollarım, çürüsün yanım.
Hak vâki olup da geldiğim o gün,
Kulum dersen ancak, diner hicrânım..
Kayıt Tarihi : 10.2.2008 22:04:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kırılsın kollarım, çürüsün yanım.
Hak vâki olup da geldiğim o gün,
Kulum dersen ancak, diner hicrânım..
Kutlarım yüreğinizi.
Selam ve sevgiler.
Şiiri okurken bana Yunus Emre’nin şu dizelerini hatırlattı:
“Cana cefa kıl ya vefa
Kahrın da hoş, lütfun da hoş,
Ya derd gönder ya da deva,
Kahrında hoş, lutfun da hoş...”
Münacaat tarzı bir eser olmuş.
Şiirin çapraz kâfiye ile örgülenmesi 6+5=11’lik hece ile koşma tarzı gibi olsa da Divan Edebiyatı tadı vermiş. Aynı zamanda her bendin 2. Mısraının kendi arasında uyaklanması Divan Edebiyatı gibi algılanmasına ve hoş bir gazel gibi okunmasına vesile olmuştur. Şiir dili ise oldukça güzel... Şâire kendisini hiç sıkmadan ve zora sokmadan anlaşılır bir üslupla kelimelere derin manalar yüklemeyi bilmiş. Muhteva olarak konuyu bağlamında tutarak ilk dizeden son dizeye kadar buna riayet etmiş.
Üzerinde düşünüldüğü zaman şiirdeki derinliğe vakıf olabiliriz. Tasavvufi eserlerde genelde naz makamında olan kimseler Allah’a sitem ile karışık dualarda bulunurlar. Bu şiir de öyle başlamış.
“Bunca gam yükünü yükledin bana” derken burada hafif bir sitem ile girizgâh yapan şâire, bu sözün kendisine yükleyeceği büyük yükün farkına vararak hemen: “Tövbe karşı gelmem yansın bu canım” diyerek Azamet sahibine maksadının dert yanmak isyan etmek olmadığını beyan etmek olmuştur. Şiir de tecahül-i arif sanatına da yer veren şâire “Unutsaydın çile vermezdin bana” diyerek bir nükte ile münacatını devam ettirmekte ve Allahın asla yarattığından gafil olmadığını itiraf sadedinde: “Öyledir hayâlim, öyledir zannım.” Sözü ile pekiştirmek istemiştir.
“Onu ne uyku tutar, ne uyuklama.” (Bakara;255)
Hakikaten Allah’a inanan ve kadere boyun eğen bir yürek her şeyin Allah2ın takdiri ile gerçekleştiğini bildiğinden ve O’nun müdahili olmayınca dalından bir yaprağın bile düşmeyeceğini bildiğinden dolayı huzur içerisinde yaratıcısı tarafından her an her saniye görüp gözetildiğinin farkına varır ve “Öyledir hayalim, öyledir zannım” sözlerini söyler. Her ne kadar zan gerçekliğe biraz uzakta olsa kişinin Allah hakkında hüsn-i zanda bulunması, imanının kemalini göstermeye matuf olarak kabul edilir.
Şiir inanç anaforunda söylenildiğinden dolayı zaten derin anlamlar ifade etmektedir. Maksat Yüce Yaratıcıya fiillerinden dolayı sitem etmek değil, kulluğuna kabul edilmenin ricasıdır. Yeryüzündeki her şey Allah’a kul olarak varılacaktır. Buradaki maksat salt bu şekilde bir kulluk değil. İman çerçevesi içerisinde yaşamak ve merhamet ettiği kullarından kılnmasını dilemektir. Aynı zamanda burada mecaz-ı mürsel sanatından “zikr-i küll irade-i cüz” sanatı vardır.
Şaire ablamı tebrik ediyorum. Hakikaten çok güzel bir eserdi.
Selâm ve saygılarımla...
Anılar canlanır gönül dünyamda
Yüreğimde keder gözlerimde sen
Esen sevda yeli damardan kana
Senden gayrisine bakar mıyım ben ..Can Abdullah YILDIRIM
TÜM YORUMLAR (28)