Bir Tutkunun Günlüğü Ölüm - Garib Çoban

Engin Demirci
941

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Bir Tutkunun Günlüğü Ölüm - Garib Çoban


Bir Tutkunun Günlüğü Ölüm - Garib Çoban

Yaşlanmaktan, ölmekten çok korkuyorum.
Yaşlanmaya direniyorsan, içeriye bakmanın ve neyin asla ölmediğini bulmanın zamanı geldi.
Ölüm, ayrı kimse, kim ise nesne ne ise düşüncesinin ölümüdür.
Ama gözümün önünde kaç kişi öldü.
Sakin gönlü engin insanları her zaman sevmişimdir.
Hayallerde dans edip etmediklerini asla bilemezsiniz.
Ya da dünyanın yükünü taşıyorlarsa.
Onu diyorum, ölen kişidir.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Karşılıksız sevmenin varlığını tadan hep sevilir.
Putlarından başka yaratana bile güvenmeyen biri, kendi yokluğunu da tadar.
Putperest suretler unutulmuşluk içinde yaşıyor.
Artık yüzünü tanıyamazsın, ne de anıları.
Ama onunla ilgilenmeye devam ediyor dualarımız.
Bazen bazı şeyleri nasıl söyleyeceğimizi bilmediğimiz için söylemiyoruz.
Gerçek aşkta bedeni saran ruhtur.
Bazen de yaranın kanamaması için sessiz kalıyoruz.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Bazen susarız!..
Nasipsiz miyim şu hayatta, neyim anlamadım ki.
Çünkü kimse bizi anlayamaz.
Diğer zamanlarda da şiir yazar susarız!..
Çünkü bazıları bilmeyi hak etmiyor.
Bazen dünyada tamamen yalnız olduğumu hissediyorum.
Diğer zamanlarda, bunun böyle olduğunu biliyorum.
Çünkü asla unutmayacağına söz vermişti.
Bir gün unutmaya başlayan kişi olduğunda gönlümde.
Her gece rüyasız derin uykuda olduğu gibi.
Algıladığın, deneyimlediğin, tattığın şey sen olamazsın.
Bu yüzden kitap sana bana!..
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Her kişi ölümü tadıcıdır, buyurdu anla!..
Ben, şeytanlarımı söndürmek istiyorum.
Ve sen gelip onları ateşe veriyorsun.
Ölüm diye bir şey yoktur der gibi.
Çünkü doğum diye bir şey yoktur.
Başkalarının doğumunu da gördüm.
Doğan bir beden ve gitgide onu sahiplenen zihin.
Yani kişi fikri doğdu.
Kendi doğumunu kimse görmedi!.
Başkalarının öldüğünü görebileceğini iddia edebilirsin.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Ama asla kendi ölümünü deneyimleyemezsin!..
Çektiğim acının özel bir adı var.
Ona senin gibi denir ve sana benzer.
Bir ruhun inceliğine ancak gönülden kelimeler dokunabilir.
Eller daha sonra gelir.
Kelimelerin sıcaklığıyla olgunlaşmış bir meyveyi toplamaya geliyorlar teheccüt vakti.
O da seninle aynı özelliklere, aynı yara izlerine sahip.
Yaramı yırtmanın yenilmez yolu aşk.
Hayallerimin bahçıvanı tenimin papatyaları arasında dolaşınca aşk yağmuru oluyorum.
Kendi ölümünü deneyimleyebilen biri ölemez.
Aksi takdirde, kişi nasıl böyle bir deneyim yaşayabilir?..
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Sizinle kelime oyunu oynamıyorum.
Dön başa aşk ile bir daha oku karşılıksız sevgiyi.
Bir deneyimden önce deneyim esnasında.
Ve deneyimden sonra orda kalan.
Deneyimin içeriğinden bağımsızdır vesselam.
Ben bir ruhum.
Kalbin güdüleri hiçbir zaman aklın güdüleriyle uyuşmaz.
Ben hiç doğmadım.
Zaman bize acıyı unutturur, intikamı söndürür, öfkeyi yatıştırır ve nefreti bastırır.
Karşılıksız sevgi, aşkla duramamaktır, aldırış etmektir ve geçip gidememektir.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

O zaman geçmiş sanki hiç var olmamış gibidir.
Asla ölmeyeceğim.
Herşeyin bir zamanı var.
Biri soru sormak için, diğeri ise doğru cevabı alamadığımızı itiraf etmek için.
Bu aşk asla bitmeyecek.
Belki aşkların bir ömür sürdüğü gün tanıştım onunla.
Ve onu hala seviyorum.
İnsan suretinde kefenlenmişken bu örtülü gerçeklerin farkındalığıyla yaşayayım.
Neden mutsuz olayım ki?..
Varlığımın her parçası tam çiçek açmış durumda.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Daha önce yapılmış olanı geliştirerek değil.
Hala yapılması gerekenleri başarmaya çalışarak ilerlemezsiniz.
Terk edilme haklı görülebilir, terk edilme asla haklı gösterilemez.
Ne acı şeydir, kendine, kendinden yakın olandan uzak kalmak!..
Seni b/aşka bir hayatta bulursam, beni sevmeyi unutma.
İnsanın yaratıldığı asıl amaç, onun en büyük amacı, en büyük işlevi sevmektir.
Hayat yolunuza özel birini çıkarırsa, ona bunun ne kadar süreceğini sormayın.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Sadece yarını düşünmeden her anın tadını çıkarın.
Anlamak daha sonra gelir.
Ben de herkes gibiyim.
Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
Sevmeyen insan düşünmeyen insandan aşağıdadır.
Bencil, embesilden aşağı, kötü, aptaldan aşağı.
Bazı insanlar sadece içinde bulunarak dünyayı daha özel kılar.
Daha önce sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan.
Daha önce yapmadığın bir şeyi denemelisin.
Biz, kendimize yaklaşmak ve bulmak için dünyaya geldik.
Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır.
Aradığımız, bizden uzak değil ki…
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.

Hayat bir yolculuktur.
Nasıl seyahat edeceğimiz gerçekten bize bağlıdır.
Akıntıya kapılabilir ya da kendi hayallerimizin peşinden gidebiliriz.
Bazen kim olduğumuzu bulmamız için kendimizi kaybetmemiz gerekir.
Açıklamalarla vaktini harcama, insanlar sadece duymak istediklerini duyar.
Halbuki onu kimimiz servette, kimimiz şöhrette, kimimiz şehvette zannetmişiz.
Ve bir gün kendime bakmanın ve kendimi mutlu etmenin kimsenin değil.
Benim karşılıksız sevmekle görevim olduğunu anladım.
Bir gün uyandığında, yapmayı isteyipte yapmadığın şeyler için zamanın kalmadığını farkedeceksin.
Ruhları teheccüt vakti birbirine öyle karışmıştı ki, şems vakti birbirlerinden geri almak isteseler, hangisinin kendilerine ait olduğunu anlamayacaklardı.
(Y.ed - Dilsiz Harfler Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 10.12.2024 19:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, tozu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?.. Hz. Pir Mevlâna k.s

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Sevgi, ölümsüz diyor, mensur şiir,
    Sevenler birbirini arar bulur
    Ayrılmazlar asla!

    O yüzden
    Derdini bile sevmeli insan
    Kirini seven kilim gibi...

    Tebrikler Engin Bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)