Beşinci katta; yatalak, emekli polis Murat amca vardı ya, nihayet ayrılmış yatağından. Herkes ona öncelik tanırken o, ben dahil üç kişiyi yol verdi. Seni de yoldaş eyleyecekken terk eylemiş mekanı. Ölüm meleği, onun bir tutamlık bulutunu teslim aldıktan sonra, yürekleri dağlayan feryadını duyunca senin yattığın odaya inmiş. Bunca ıstıraba daha fazla dayanamayacağını sanıp, bir solukluk havayı salıverir diye beklemiş bir süre. Acılar içinde kıvransan da yaşam için direndiğini anlayınca ayrılmış yanından. Bizim gruba düşen
Murat amcanın bir tutamlık bulutu söyledi bunları bana.
Emekli polisin öldüğü söylenmemiş sana Asiye hanım.
Seni görmek istedim.
Sağ olsun, bir meleğin güvencesinde gönderdi beni grup berzahı.
Bıraktığımda oldukça kiloluydun. Neredeyse bir deri bir kemik kalmışsın. Çene altı ve kollarındaki derilerin sarkmış. Uyuşuk bir halde olduğuna göre, dayanılmaz acılardan biraz olsun uzaklaşman için belli ki morfin verilmiş. Öyleyken bile, acı çektiğin yüzündeki derilerin gerilmesinden belli oluyor. Berbat bir hastalığa yakalanmışsın Asiye hanım. Vücutta olmayan bir tutamlık bulutta fiziksel bir üzüntü oluşmuyor. Bu nedenle o duygudan yoksunum… Sevinçten de mahrumum. O tür duygular, beden ve bir tutamlık bulutun birleşip can olduğunda açığa çıkıyormuş…
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta