B İ R T O H U M’ U N, S E R Ü V E N İ…
Surprizsite.com / ŞİİR NO: 03 / 24-03-2010
Rüzgarla savrulunca.. vardı; ilk defa, kendisinin farkına,
Kendisi, bir başka idi; benzeri, tohumların arasında;
Önce, neredeydi? .. Ne olacağını, bilmeden.. tek başına,
Bir tohum olarak da, vardı; “yaşadığı, hayatın tadına! ..”
Bir gün; bulunduğu yeri, savrulan.. toz ve toprak, kapatmıştı,
Karanlık, yalnızlık, sıkıntı ve havasızlıktan patlamıştı;
Filiz’lendi. Yerinde duramamış, içi dışına çıkmıştı! ...
Çok şaşırmıştı. Neydi, peş-peşe gelen.. bu olaylar, başına? ! ..
Kökü de çıktı. Artık, toprakları delerek.. ilerliyordu,
İlk düştüğü o yer’de, birileri; sanki, onu bekliyordu! ..
Ne çok zorlandı. Fakat; fidesi, artık toprağın üstüne kavuşdu,
Dal verdi, yaprak da açtı; tüm mahlûk’u, selâmlamak adına! ..
Elbirliğiyle çalıştı; kökü, gövdesi, dal’ı ve yaprağı,
Rüzgara, sıcağa, soğuğa.. direndi. “Çoğaldı sevapları,”
Aşkla, büyüdü gitti; soyu gibi, ÜRÜN vermeğe sevdalı,
Şimdi, bu dal’cık da; irileşti.. Döndü, kocaman bir AĞAC’a! ..
Dal olduğu günlerin özlemiyle, birden çok dallar çıkardı,
Her çıkan dalı yeşil olsun diye.. bir çok yaprakla donattı;
Yaprakların arasından; renk, renk.. güzel kokan.. pek çok gül, açtı,
Yetmezmiş gibi. Bir de; meyva verdi, mahlûkatın açlığına....
Artık kocadı. Hayatı çekemez, işini yapamaz oldu,
TOHUMLARININ İÇİNİ de, “ÖZ’ünün tohumu”yla doldurdu;
İnsanlara ve hayvanlara hizmet, “ancak, bu kadar” olurdu,
Yine de, ümit vardı; her tohumda, “ayrı, ayrı.. yaşamağa...”
23-03-2010 SAAT:04:00 KONAK- İZMİR.
Bu şiirin tüm hakları Mürsel Münevveroğlu'na aittir.
Kayıt Tarihi : 14.7.2013 01:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gün; bir ağacın birinden, olgunlaşan meyvelerinden birisi, kendisini gövdeye bağlayan sapınında incelmesi ile ağırlığını taşıyamayıp yere düşünce, parçalanarak, meyvenin içindeki tohumları, rüzgarında esmesiyle; farklı farklı, yerlere saçılıp.. dağıldı. Bu tohumlardan birisi; toprağa değince, zıpladı ve ağaç (ana’sın) dan ayrıldığını; artık, tek başına olduğunun “VARLIĞINI ve BEN’liğini! ” hissetti.. Önce, şaşkınlığını yendi. Sonra; içinden gıcıklayarak gelen bir dürtü ile daha önceden bilmediği bir yola girdi ve ilerledi. İlerledi, ilerledi! .. Bu yol; uzun ve zahmetli, menderesler çizerek ilerleyen.. bir serüven ve bitmez bir macera idi. Üstelik, başına nelerin geleceğini de hiç bilmeden ve düşünmeden! .. Günler boyunca; gitti de, gitti... Nihayet, bir gün; önüne çıkan bir engel yüzünden son durağına geldiğinde, yine; yeni ve bir büyük şaşkınlık yaşadı. Çünkü burası; varlığında ve benliğinde farklı bir şeyleri, ikinci defa hissettiği, yine ayni “HİSLER”di. Tohum düşündü; yoksa, yıllar.. yılı, hiçbir yere gitmemiş miydi? O zaman, yaşamış olduğu; “sevinçleri, hüzünleri, acıları, dertleri ve kederleri! ..” neden hissetmişti. Şaşkınlığını, bu duygu seli ile yenmeye çalışırken.. çok sert esen bir rüzgarla, kendine geldi. Çünkü; sert bir yere çarparak, kendinden bir şeylerin kopup gittiğini anladı ve dikkatlice bakınca da.. bunları tanıdı. Bunlar, yıllar öncesinde kendisinin; “varlığını ve benliğini” ilk defa hissettiği, o; küçücük “tanecikler ve hayat tohumlarıydı! ..” Yani; “kendisinin aslı” veya “tâ, kendisi olan tohumları idi! ..”

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!