Bir temmuz sabahıydı saçlarımda kış gözlerimde rüzgârların tozuyla uyanışım…
Yanı başımda boylu boyunca uzanmış sokak kokulu yalnızlığım. Karman çorman bir düşün içine düşmüşçesine üşümüşüm. Bulutsuz gökyüzü örttü üzerimi…
İçim dışım toz içinde üstelik. Beyaz çarşaflara sarılı ruhum kirlenecekmişçesine tedirginim.
Tanıdık rüzgârları bekliyordum. Yağmurlara alışık içimin ormanlarından gelen fısıltılar için.
Hayret!
Tiz bir çığlıkla uyanmıştı sanki güneş. Olanca cevapsız kalmaya mahkûm sorularının üstüne düşürürken ışığını, açık pencerelerden girdi loş odama… Duvarlarında asılı koca bir geçmişin aralıklı kapısından süzüldü adeta… Duman gibi kıvrım kıvrım süzülerek. Görmediğimi düşünmüş olmalı.
Şaşkın bakışlarla izledim. Ayak izlerimin üstünden geçişini.
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
İçinde kalmışlığın sıkıntıları arınamayışımız kirili düşüncelerden zaman zaman bizi küstürüyor adeta güneşe...Sonrasında ansızın düşen bir ışık ayak uçlarımızdan bize umudu getirebiliyor.Sevginizi ve güneşinizi kaybetmemeniz dileğimle kutluyorum sizi...
bir tarihe adını yazdıran güzel bir denemeydi.. benzetmeleriyle birlikte bir uyanışın ve hayata o sabaha ait bir bakış bırakışın kelimeler arasından akışıydı.. kutlarım canan hanım.. yüreğinize sağlık, saygılar size..
geçmiş bizimle son nefesimize kadar gelecek,
bir temmuz sabahı insan yalnızlıktan üşür,
çok anlamlı ve etkileyici,
kutluyorum.
Temmuz yazın en güzel zamanı , gel gör ki üşünüyor işte...Hemde ilklermize kadar.
Temmuz'un suçu değil bu üşüme...Güneş bile tiz bir çığlıkla uyanabilirmiş anladık bunu da...
İşte böylesi zamanlar çürümüş merdivenlerde kalan ayak izleri gibi yok olup gitsin. Bir daha gelmesin üstümüze Temmuz üşümeleri.
Çiçek açsın gökyüzü...Maviler ,beyazlar kirlenmesin.
Beğenerek okudum.Kaleminiz daim ,yolunuz açık olsun.Kutlarım.
Dilerim, o güneş, hep kalsın odanızda ve hep ısıtsın yüreğinizi Canan hanım.
Çünkü, sevgi , üşüyen yüreklerde barınamaz.
Belki de, zaten sizin yüreğinizden yansımıştır o güneş...
Güzel bir denemeydi,
Kutlarım sizi,
Sevgimle, saygımla efendim,
Ünal Beşkese
Ellerinize sevgi dolu duyarlı yüeğinize sağlık
Bir Temmuz sabahıydı. Çürümüş merdivenlerde kalan izlerimin kayboluşu…
Nihayet çiçek açmıştı gökyüzü…
Temmuz kadar sevgi dolu, gönül şiiri; teşekkür ederim... 10 puan +ant. Esen kalın...
Bugün gönlünden geçen sadece gök mavisi!
Zamana yenilmesin son bulutların sesi!
Oysa çığlık çığlığa yağmur çırpınışları!
Çabuk unutur geceyi gözün kapanışları! _______ Arif Tatar
Hayatı güzelleştiren, renklendiren, kokular veren, güldüren tek kaynağıdır dünyanın. Kış ortasında bile iki gün görmesek yüzünü aylardır hasretmişiz gibi özler ararız kendisini. temmuzda sıcak diye şikayet ederiz ama isteriz bu sıcaklığı içten içe. Sabah serinliğinden sonra yükselen ışınıyla, yağmurdan sonra beliren gök kuşağıyla, ayaz günün ortasında sığındığımız duldasıyla aradığımız varlıktır o. Açık penceremizden girip umut veren, ışık saçan, boş vermişliği, çürümüşlüğü kaybettiren, yüzümüze gülen sıcaklıktır güneş. odamıza dolarken gönlümüzü dolduran, yüreğimizi ısıtan, yüzümüzü güldüren güler yüzlü güneş hoş geldin, hoş geldin. Güzel çalışmanı tebrik eder, devamını beklerim.
Çok güzel betimlemelrin yapıldığı, Akıcı, anlamlı ve bir bütünlük arzeden çok güzel bir deneme olmuş. Yüreğinize sağlık Canan Hanım. Saygılarımla...
Ümlü Fransız düşünür Jean Paul Sartre obje nasılsa öyledir, 'insan da bir obje olduğuna göre nasısa öyledir' der. İnsanın içselliği, benliğinin farkına vrışı, vicdanının sesi, beyninden kısacık bir zaman sürecinde akıp geçen düşünceler ve bundan sadece kendisinin haberi olması insanı yaşam sürecinde yapayalnız, tekbaşına bırakmıştır. Aslında her varoluş, her objel nesnellik kendi içinde başlıbaşına sınırsız bir evreni tamsil eder. Hani bazen konuşurken bir sorunundan ya da bir konudan söz eden insana 'Ha.. evet, sizi anlıyorum' deriz ya.. işte o sözümüz 'onu hiç anlamadığımızın' ifadesidir. Kısaca insanın kendi içine bakışı, kendi dünyasını anlaması, dış nesnel varlıklarla kurduğu ilişkilerle kendi varlığını ilişkilendirerek yaşamın ne olduğunu anlamaya çalışmasıdır. İnsanın kendi dışındaki tüm ilişkileri o nesnel varoluşu nasıl algılıyorsa öyledir. Kişinin kendini yansıtması, kendisi hakkında tam olarak objektif ( tarafsız) düşünmesi olası değildir. İşte bu nedenle her algılama şeklinin, her bireysel benliğimizi değerlendirmenin tek bir anlamı vrdır. Yaşam - insan ve insanın sınırsız gizemler dolu bilinemeyen evrensel boyuttaki yapısı. Sizin yazınızı bu düşüncelerle okuyor, bir ölçüde tüm dağınıklıklarımı toplayarak bir kez daha kendime geliyor ve kendi kendime söyleniyorum, 'Hayatı nasıl görüyorsam, kendimi nasıl biliyorsam varolmak ve yaşamak ancak böyle bir şey, bunun tümünü anlamak olanak dışı..' ellerinize sağlık. Felsefe insana kendini izlemeyi, düşünmeyi ve yaşamı kendi gözleriyle görebilmeyi sevdiriyor.
Başarılar, mutluluklar... ++
Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta