Aşk bu nerden çıkacağı belli olmuyor,
Zamansız düşüyor kıymet bilmeyen yüreklere.
Ve tekrar zamansız çıkıyor sınırı belirsiz hayatlardan.
Elde kalan içindekiler bölümünden başka bir şey olmuyor.
İçindekilerse kayıp...
Küçük bir kırıntıdır bu,
Bilincime yazılmış sahte bir sahnede.
Er geç cümleler bitecek,
Düşünceler serbest bırakılacak
Dost çıkarları ile öpüşen bu şehirde.
Ben adımlarını saymıyorum hesapsız gelişlerimin bir zalimin yüreğine…
Sırası mı şimdi sevmenin, sevilmenin?
Tam da alışmışken yalnızlığa derken;
Yalanlarla başlayan ticari sevdaların çağırışları ulaşır
Bedensiz yüreğime…
Ve o kuytu geceler!
Her iç çekişte yaslanılan boş duvarlar bilir saf yalnızlığı.
Teselli bulmak için sarf edilen kandırma aşklar vardır
O gecelerde.
Mümtaz sevdalar yoktur, unutulmuştur.
Herkes müdürdür sevdasında
Ve bilmeden bilerek acı verir “teselli aşkına”.
Ömrü kısadır aşkların, aşklarımızın...
Bize aşk böyle öğretilmiştir.
Her ne kadar biz aşk olarak bilsek de
Aslında başka birşeydir bu...
Ve...ortak şiirlerimiz vardır;
“Sen şimdi acıların dinsin diye gitmeyi seçiyorsun
Ben suskun...
Seni izliyorum...
Maalesef bu kaçışın acılarına engel olamayacak.
Tam tersine belki de beni özleyeceksin.
Yaptığın sadece bedenini uzaklaştıracak benden.
Yokluğum ile varlığım yer değiştirecek...
Farkında olmadan beni andıran bir kişiye aşık olacaksın.
Başlarda kendini teselliler ile kandıracaksın.
Sonraları ise;
Nedenini bilmediğin – ki nedeni bu gidişin olacak – bir mutsuzluk saracak
Sarmaşık yüreğini...
Hiçbir geliş seni mutlu etmeyecek.
Tıpkı benim gibi yalnızlığına sarılacaksın,
Tutacak bir el aradığında ise samimi bir el bulamayacaksın...
Yıpranacaksın.
Gün gelecek ve mutsuzluğunun nedenini anlayacaksın”
...
Sevgiden uzak aşklar yaşanır bu şehrin sularında.
Bütün yolculuklar aynı biter ve acısı bile bitmeden yenisi başlar
“TESELLİ AŞKLARININ”.
Uykular boşuna bölünür,
Boşuna ağlanır sarmaşık yüreklere...
Kimse sevmeyi sevilmeyi bilmez.
Ve hiçbir şiir;
“Müstakil bir aşktı bu benim sana beslediğim.
Tek kişilik hayatımda sana verebileceğim tek şey hayatımdı.
Sana “gitme” diyemem.
Çünkü en çok yanımdan ayrılacaksın
Bendeki yerini bilirsin.
Uzaklığına meydan okuyan bir yerin var,
Senin bende
Benim sana olan aşkım çiçeklerin toprağa olan aşkı kadar.
Yalan söyleyemem,
Güneşe ne kadar ihtiyacı varsa bir çiçeğin
Benim de sana o kadar ihtiyacım var.......”
Şeklinde olmaz ayrılıklarda.
Herkes kendi ayrılığını çoktan yaşamıştır zaten.
Bu sadece bir teselli aşkıydı ve bir yolculuk daha bitti.
Bu yolculuklar cümlelerin biteceği,
Düşüncelerin serbest bırakılacağı güne kadar devam edecek.
Şimdi gözlerim esmer bir bakışa takılıyor,
Saf aşkı aramış görememiş bir bakış.
Derme çatma bir aşk ise beni çağıran, korkarım.
Gidemem yanına, korkarım...
Kayıt Tarihi : 4.10.2007 17:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!