Bir Tatlı Hüzündür Eylül

Bir tatlı hüzündür Eylül
Bu yüzden ben hep
Eylül de yazarım en duygu yüklü şiirlerimi.
Hüzündür Hayatın en narin çiçeği,
Kokladıkça hasret-hasret açılır mazideki günler,
Yaşanamamışlıkların tınılarıyla dans ederiz
Gecenin en koyu mavi zamanı,
Süzülürken ayın hareleri pencereme,
Hep yüzün gelir aklıma,
Ay ışığıyla aydınlanan gülüşün gelir,
Hasret kaldıkça sevmelere,
Aşk gönlümde yücelir...

Bahar kokularıdır yaşamı hissettiren,
İçimizde bir yerlerde taze sürgünler açar
Bir yerlerimiz sızlasa da inceden ince,
Unuturuz çok zaman çektiğimiz ahları
Maziyi unutup sevince…
Yaz sıcağı gibi sarar her yanımızı
Özlemlerimiz eflatun, sevda Kırmızı.
Gün ışığı kıvamıdır bakışlarımızda yaşam,
En deli mavi sahiller misali
Çırpınır biteviye çocuk yüreğimiz,
Hiç doyamadık tadına gençliğimizin
Bir sen, bir ben, bir de biz…

Yıkık han duvarları sanki geride kalanlar,
Tozlu raflarında zamanın kocaman ömür,
Seven yaşar, sevilen yaşar, sevgiler zaten hep yaşar
Aşk, insanlar sevmeyi unuttuğu anda ölür.
Unutulmaz bir nüans yakalamıştık senle,
Her yanımızdan sırılsıklam sevda akardı
Demek ki sevdalarında bir mevsimi vardı.
Sararan yapraklar, sararan resimler
Hele o şarkıyı şimdi kimler dinler,
Kim açar gönlünü olura, olmaza,
Kaç efsane aşk şehit oldu
Gurura esir olan naza…

Gurbet sabahlarında, soluk sensiz güneş
Martılar sahile küs, düşmüş sokaklara,
Sokak çocuklarına mekân oldu sahiller.
Ölümcül sessizliklere mahkûm
Masallar anlatan diller.
Kahvaltımın bile tadı yok bu sabah
Ne simidim gevrek, ne çayım sıcak,
Hayata hiç küsmedim ama
Bu gidişle hayat benden bıkacak.
Var ile yok arasındayım,
Tutunacak dalımdım, kurudun, kırıldın
Ben şimdi kuru dalların yasındayım…
Beni arayıp bulmak istersen bir gün,
Aynı bıraktığın yerde,
Gönlünün aynasındayım…

Murat Nail Güney İstanbul
07.08.2011