Bir Tanem Gül Yanaklı Prensesim Şiiri - ...

Hüseyin Arslan 3
116

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yine sensiz bir Pazar günü, yine bir Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe veya Cumartesi günü. Günün hangi gün olduğu fark etmiyor. Ama en sevmediğim günün Pazar günü olduğunu biliyorsun. Hiҫ sevmediğim bir gündür Pazar. Hele sen gittin gideli, bu güne daha fazla kafayı takarak iҫimde kopan fırtınaları dindiremiyorum!

Frankfurt’dayım yeniden, serin bir akşamüstü. Yağmur yağdı bu günlerde ve ortalık biraz daha doğanın kendisine gelerek güzelleşmesine vesile oldu! Ceketsiz üşüyor insanlar! Oysa ben sensizlikten üşüyorum! Gri bulutlar gökyüzünden gitmişler, hava ҫok berrak ve gökyüzü o kadar güzelbir mavilikle örtünmüş ki, bütün kadınlar bu gökyüzünü kıskanıyorlar adete! Gökyüzünde olan bulutlar ise beyazlaşmış saҫlarımız gibi! Arada bir göze ilişen güneş benim gibi solukyüzlübir güneş. İşte o an beni herhangi bir şey iҫin ҫağıran sesini duyuyorum. Hasan Hüseyin ҫabuk gel, ya da bahҫedeysek, bunları niye yapmadın, ya da bu ağaҫları ҫok budamışsın ve ya gel haydi bisikletlere atlayıp mevsimine göre; kiraz, domates, ҫilek, yeşillik, ҫiҫek, salatalık, yumurta gibi şeyleri almak iҫin en yakın ҫiftliklere doğru ver elini diyere yollara düşelim diyorsun! Beraber seyrediyoruz gökyüzünü, bulutları, güneşi, uҫan kuşları, akan ırmakları veya bir bahҫeden satin aldığımız taze kirazları yeyişimizi! Beraber seyrediyoruz bir kartalın süzülüşünü heyecanla ya da bir kızılbacağın Hollandanın sulaklı ҫayırlarında yiyecek arayışını!

Bir Tanem, ama artık ben bunları ıskalıyorum, kaҫırıyorum, ilgilenmiyorum. Beraber, ama kısa yaşadığımız beraberliğimiz onca yıl bizi heyecanlandıran, yaşama sevinci veren ne varsa hiҫ birini yaşayamıyorum! Bunları seninle paylaşmaya öyle alışmışım ki, yanlız olunca ve yalnız kalınca bunlar, bu düşünceler bana heyecan değil, tedavisiz acı veriyor. Sen gideli tam onbir ay oldu. Bu nasıl bir acı olduğunu henüz bilmiyorum, alışmış da değilim. Yaşadığım tek şey hüzünlü acılar serisi … yaşam şeker değilmiş senden sonra öğrendiğim tek olgu bu oldu! Bir insan, nasıl birdenbire fiziki olarak alıp başın gidebilir. Oysa burada her şey oldukları gibi yerinde duruyor. Belki bu arada bir kaҫ insan daha ışıklara gitti, politik gelişmeler her zaman birlikte konuştuğumuz gibi bir düzelme göstermedi. Faşizm ve sömürü emperyalizmin aymazlığı tam gaz gidiyor. Bu arada sadece bütün sekiz milyar insanı etkileyen önemli bir virüs ortaya ҫıkarak insanlığa öğrenemeyeceği bir ders verdi, ama bir kaҫ yıl sonra insanlar yine hiҫ bir şey olmamış gibi yine eski alışkanlıklarıyla yaşamaya başlayacaklar! Daha başka yenilikler her gün biraz daha Dünya genelinde artan ırkҫılık oluyor.

Bana ziyarete geldiğinde kalan eşyalarını özenle saklıyorum! Hatta bir tekini bulamadığın ҫorabını bile diğer eşyalarınla koruyorum, kalemin, bir ҫift terliğin, eski bir ayakkabın, bir kaҫ giyeceğin, ҫorapların, bardakların, sevdiğin fincan, sana aldığım onlarca hikaye kitabın, okumak iҫin sıraladığın romanlar, mesleki kitaplar, … vs. Bir sürü şey, eşya. Ben onlara bakarak ağlıyorum ve iҫimde inanılmayacak derinlikte bir boşluk hissediyorum. Sanki senin hayatını ҫalıp yaşayan bir hain gibi hissediyorum kendimi. Bazen de bunların bir trauma olduğunu, bir rüya olduğunu ve bu günlerin bir gün geҫeceğini, bir gün yeniden her şeyin eskisi gibi olacağına inanan düşlerle avunuyorum!

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta