Bir Tanem,
Dün gece resmini aldım elime,
Bakışında hüzün vardı bir tanem...
Bir şeye kırılmış, incinmiş gibi;
Duruyordun üzgün, küskün bir tanem...
Uzun süre baktım sana derinden!
Bakışların beni yıktı bir tanem!
Öyle derin tesir etti ruhuma;
Gözyaşlarım beni boğdu bir tanem! ..
Beni, benden daha iyi tanırsın,
Gönül bağım kolay kopmaz bilirsin...
Bir hayatı, acı-tatlı paylaştık;
Bu can senden ayrı olmaz bir tanem!
Olmasa da fazla ortak yanımız,
Aşina bu gönül sana bir tanem...
Kasırgalar alıp savursa beni;
Asla senden uzak olmam bir tanem! ..
Her tür faturayı kendim öderim,
Benden sana zarar gelmez bir tanem..
Ferah tut gönlünü, sen müsterih ol!
Şiarımdır ahde vefa bir tanem…
Gönlüme gireni unutur muyum?
Ölümüne kalır sevdam bir tanem..
Geçici dünyada hiçbir mutluluk;
Bir gönül yıkmaya değmez bir tanem! ..
Uzaklarda kalsan, hiç görmesem de
Hayatta ol bana yeter bir tanem!
Varlığını bilmek, gönlüme huzur;
Ne isterim bundan başka, bir tanem...
Dilekte bulundum, seneler önce,
Sözüm, sözdür inan bana bir tanem!
Mevlâ’m beni senden önce götürsün!
Çekilmez ki sensiz hayat bir tanem!
Çekilmez ki sensiz hayat, bir tanem…
1998
Metanet Yazıcı
Kayıt Tarihi : 16.1.2011 01:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ÖNCELİKLE GERÇEK DOST, GERÇEK GÖNÜL EHLİ METANET HANIM’IN GRUBUNUZDA HAFTANIN ŞAİRİ VE ŞİİRİ SEÇİLMİŞ OLMASINI BEN DE İÇTENLİKLE KUTLUYORUM.
***
Bugün öğrendim dost dediğim, can dediğim Metanet Hanım’ın haftanın şairi seçildiğini. Bir taraftan da bugünün, “Dünya Kadınlar Günü” oluşunu da düşünerek, bütün kadınlarımızın günlerini de gönülden kutluyorum.
Gerçekten kadınlar, Allah’ın en büyük mucizelerinden biri.
“Bir Tanem” şiirindeki bağlılığı, eşe olan düşkünlüğü, sevgiyi, iptilayı okuyunca, bir kez daha kadınların çok değerli varlıklar olduklarına inancım ve bakışım kuvvetlendi, pekişti. Bir de o sınırsız sabrı, özleyişi, sadakati görünce, hele hele şairenin de adının “Metanet” olduğunu düşünürsek, onun nezdinde kadınların sükûnetini, olgunluğunu, isyan etmeden hayatın gerçeklerini kabul ediş erdemlerini, kısaca metanetlerini görmemek ve kutlamamak mümkün değil. İşte bu da çok özel olduklarının, gerçekten mucize üstü olduklarının bir işareti, bir emaresi bence…
*
Bir resim, bir eşya, bir yazı, herhangi bir nesne bazen insan hayatında o kadar değer kazanır ki…
Şaire de kendi yalnızlığını, yıllarca hayatı paylaştığı eşinin resmiyle hasbihal edercesine ve paylaşma arzusuyla, o gece, aslında hiç unutamadığı, her an gönlünde, ruhunda yaşattığı sevgili eşiyle tekrar tekrar paylaşmak istemektedir.
Elinde tuttuğu resimle söyleşiyor, dertleşiyor, konuşuyor… Sanki karşısında, yıllarca hiç ayrılmadığı, hep sevdiği, “hayatım, canım” dediği eşi varmışçasına eşiyle sohbet ediyor. Elindeki resim, resim değil artık, karşısında eşleri vardır şaire için.
Bu dargın bakışların sebebi nedir demeye gerek var mı? Şiirin son dörtlüğüne bakarsak, anlaşılmaktadır bu kırgınmış, dargınmış gibi algılamanın sebebi. Verilen ve istenen bir söz vardır, genelde eşler arasında hep konuşulur… “Allah, ikimizi birbirimizden ayırmasın, canımızı aynı anda alsın, senin acını bana yaşatmasın…” düşünceleri, değerlendirmeleri ve bağlılık, sevgi ifadeleri…
Büyük bir hasret fırtınasına tutulmuş, büyük bir yalnızlık girdabında kalmış gibidir şaire, eşinin uzaklara gidişiyle. Beni yalnız bırakmamalıydın, yalvarışlarının, duygularının resimleşen gerçeğe seslenişi oluyor adeta duyguları… Kaldı ki şaire sevgisinden, bağlılığından, sadece ona olan duygularından o derece emin ki…
Bana göre, dargın olan eşinin bakışında şaire kendini buluyor olmalı. Buradaki kırgınlık veya dalgınlık yine bir uzak kalışın, geçici de olsa sevgi dolu özlemin dile getirilişi olmalı.
Dalgın bakışlardaki dalgınlık demek belki daha doğru olurdu.
Yıllarca, birbirinin gözlerindeki istedikleri sıcaklığı, sevgiyi bulmuş olanların, o bakışlarda aynı duyguları yaşamaması düşünülebilir mi?.. Giden, yalnızlığa terk eden, etmek mecburiyetinde kalan o bakışlardaki muhteşem duyguları görüp de, yangınlara dönüşen gönül ateşini, dökülen gözyaşları ile serinletmeye çalışmak… Ağladıkça, gözyaşları ile sevgilinin ruhuna erişmek, gözyaşları ile ona akıp gitmek…
Çok farklı, çok ulvi bir duygu.
İnsanın, hayat arkadaşım, can yoldaşım dediği biriyle bütünleşmesi, bir ruh, bir can, bir beden olması kadar güzel başka ne olabilir ki?..
Evliliklerde esas olan “ruh ve ten uyuşması” ise ki ben bu düşünceyi, bu duyguyu şiirin bütününde görüyor ve hissediyorum, şaire de aynı duyguları çok iyi yaşamış ve vurgulamış. Diyor ki, evliliklerde “sen” “ben” ayrılığı gayrlığı olmaz, olacaksa sadece “BİZ” anlayışı ve duygusu olmalıdır. Biz bunu hissetik, bütünleştik ve mutlu, mesrur olduk. Bu yüzden birbirimizi çok sevdik, saydık ve bu derece de bağlandık. Böyle olmalı, der gibi bir izlenim bırakıyor bende.
Gidenin gidişini kabullenmek var da, yalnızlıkları kabullenebilmek zor olanı. Şaire de sanırım böylesine duygularla ondan ayrı kalamadığını vurguluyor. Şuur altında böyle bir duyguyu yaşıyor. Ancak, yaşadığı müddetçe de ondan başkasıyla olmayacağını, olamayacağını, bir başkasını asla sevmeyeceğini ve sevemeyeceğini, onu ilk gün nasıl sevmişse ve ona nasıl bağlanmışsa öylece onu bekleyeceğini tekrar tekrar vurguluyor dizelerinde.
Günümüzdeki “gel-geç” sevgilerin yüzeyselliği karşısında, olacaksa bağlılık böyle olmalı, sevilecekse böyle sevilmeli, sözünde durulacaksa böyle durulmalı, der gibi zamane gençlerine sanki göndermelerde bulunuyor. Bir taraftan da kendine olan güvenini, ayakta durma sebebini, hayata bağlanma ve kalan zamanının nasıl geçmişle bütünleştirilip yaşanabileceğini bizlere anlatmaya çalışıyor.
Önemli olan, gidenle gitmek değil, ondan hiç ayrılmamış gibi yaşamak ve yaşatabilmek işte budur diyor sanki.
Bana biraz şaşırtıcı gelen, hatta tuhaf gelen, “bu kadar ortak yanımız olmasa da…” ifadesi oldu. Yani, eşiyle ortak yanlarının çok fazla olmadığı mı vurgulanmış? Sanırım yanlış anlamıyor, farklı bir pencereden bakmıyorum, bu dizeye. Ama şu bir gerçek, böyle bile olsa, iki insanın çok güzel ve mutlu bir birlikteliğin yaşanabileceği, koparılamaz bağların oluşturulabileceği düşüncesi değer buluyor benim anlayışımda ve nazarımda. Şu mudur düşünce; üzüm üzüme baka baka karır misali, uzun süre birlikte yaşayan insanlar da birbirlerine mi benziyorlar, hatta benzemekten de öte dönüşüyorlar?... Yoksa bu mudur anlaşmak, kaynaşmak, “biz” olmak?..
Ödenen fatura…
Bu da düşündürücü bir anlatım, düşünce tarzı… Sadakatin adı fatura değildir elbette. Şaire de bu anlamda kullanmamıştır ve kastının bu olacağını da sanmıyorum, tanıdığım kadarıyla. Yalnız kalmanın acısı, zorluğu… İstenmese de ayrı kalmış olmanın, mecburiyeti yaşamanın, zamana direnmenin, hasrete katlanmanın faturası olmalı bu fatura düşüncesi. Elden ne gelir ki. Kaderse kader, alın yazısıysa alın yazısı denilecek ve kabullenilip sineye çekilecek bir durum.
Zaten bu derece sevilen, sayılan birine zarar verme anlayışı da maddi olarak olamaz. Şaire, burada da yine özellikle sadakatinden asla şüphe etmemsi gerektiğini söylüyor. Ben sözümde duruyorum, sadece sana aidim ve sana ait kalacağım, sözü verilmiş gibi bir hüküm çıkarırsak bu ifadelerden, sözünde durduğunun ve duracağının garantisini bir bakıma hem teyit ediyor hem de kendini iyiden iyiye telkin etmeye, yönlendirmeye ve bağlı kalmaya mecbur bırakıyor. Bir bakıma beynini bu yönde şartlandırıyor. Dolayısıyla kendini de aynı duygularla yoğuruyor ve bunu kendisi için de olması gereken gerçek duygu ve anlayış olarak algılama gereğine inandırıyor.
Bu durum, kendi iç âleminin, hayata bakışının, iradesinin ve gücünün sanki normal bir yansıması gibi görünüyor. Doğrudur da… Tabi, şairenin duygularını çok iyi anlamak, bu konuda onu dinlemek gerekir, asıl anlatmak istediğinin ne olup olmadığını anlamak için.
Ahde vefa anlayışı… Çok derinlere kök salmış bir minnet duygusu gibi, koca bir çınar ağacının dalları ve sayesi gibi dünyasına düşmüş, hayata bakışına düstur olmuş. Budur benim anladığım, eşe saygı, eşe vefa, eşe minnet duyma, ona sonuna kadar bağlı kalma der gibi kendini örnek gösteriyor sanırım.
“Ahde vefa işte budur.”un ne olması, nasıl olması gerektiği işlenmiş.
Bir gönüle girdikten sonra, oradan çıkmak da şiarında yok şairin. Böyle bir anlayışı asla kabullenemiyor. Ben bir gönüle girdiysem, o gönülde ölünceye kadar var olacağım, velev ki o gönül mekân değiştirmiş dahi olsa. Bu tam bir bağlılık, tam bir teslimiyet, tam bir bütünleşme…
Bilmem ne denilebilir…
Bir de Yunus, Mevlana felsefisini görüyoruz, “bir gönül yıkmaya, kırmaya hiçbir şeyin değmeyeceğini” belirtirken.
*
7. dörtlükte şaire, gidişin nasıl bir gidiş olduğunu daha açık bir şekilde belirtmiş. Buraya kadar insan algısında çeşitli yönelmelere, değişik anlaşılmalara mahal olacak bir müphemiyet olsa da görünen o ki, eşleri uzun bir süre uzaklara gitmiş olmalı.Daha önce hiç böylesine bir ayrılık yaşamamış olan şaire işte bu yüzden biraz şaşkın, biraz dalgın, biraz buruktur. Belki bu ayrılık ebedi gidişte yaşayacaklarını hatırlatan bir gidiş gibi gelmiştir şaireye.Sonuçta karşısında eşim dediği, aşkım dediği, hayat arkadaşım, can yoldaşım dediği ayalinin resmine bakarak onunla dertleşmesini sürdürüyor.
Uzaklarda olsa da onun varlığını bilmesi, hiç görmese de hayatta olduğunu bilmesi şaire için çok büyük bir huzur kaynağı oluyor. Sanırım uzunca bir ayrılık sonrası yazılmış bu şiir.
Yalnızlığın çekilmezliğine, yalnızlığın zorluğuna işaret ederek, önce kendisinin elveda demesi gerektiğini vurguluyor, sön dörtlükte.
“Çekilmez ki sensiz hayat bir tanem…”
İşte en temel anlayış bu. Şairenin kendi ifadesi.
İster dönülesi, ister dönülemeyecek uzaklarda olsun, “bir tanem” dediği eşine olan duygularını çok içten dile getirişi, önemli olan.
***
Şiir ilk bakışta koşma tarzında yazılmış gibi geliyor insana. Dörtlükler tamadır. En son dizeyi dikkate almazsak, onu sadece vurgu dizesi, şiirin ana fikri gibi düşünürsek…
Bütün dörtlüklerde 2. ve 4. dizeler “bir tanem” ayağıyla bütünleştirilmiş görünüyor. 1. ve 3. dizeler serbest, yani uyaksız yazılmış.
Ölçü 11’li hece ölçüsü.
Genel anlamda uyaktan çok ses benzerlikleri ağırlık kazanmış şiirde. Kimi yerde redifler uyak gibi kullanılmış.
*
Benim için esas olan şiirin rahat okunması, bir ses güzelliğinin yani şiir musikisinin olması ki bunlar şiirde genel olarak olan unsurlar.
*
Ben şiirin fazlaca tekniğine girmeden zevkle okuduğumu, etkileyici bulduğumu; ailelere, eşlere inceden inceye nasihatler verildiğini hissettiğimden oldukça başarılı buldum.
Haftanın şairi ve şiiri seçen grubu ve değerli dost Metanet Hanımı içtenlikle kutluyorum.
*
Tebrik ve takdirlerim zatı âlilerinedir efendim.
Dilimin döndüğünce muhtevasını, daha değişik bir ifadeyle perde arkasını, satır aralıklarını görmeye çalıştım.
Yoksa şiir dili itibariyle zaten anlaşılacak sade bir Türkçe.
Kim kendine ne hisse çıkartır ve alırsa bu şiir okuyucu nazarında odur.
Şaire de artık ne derse desin, ne düşünürse düşünsün…
Şiir ondan okuyucuya uzanmış, okuyucunun olmuş artık. Şaire kendi duygularıyla şiire, dizelere baksın, bizler kendi algılamalarımızla…
Takdir ve tebriklerimle efendim.
Dostça ve sağlıcakla kalın.
Karlı bir Ankara akşamından saygı ve selamlarımla…
Hikmet ÇİFTÇİ
08.03.2011
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Dün gece resmini aldım elime,
Bakıyordun öyle dargın bir tanem...
Bir şeye kırılmış, incinmiş gibi;
Duruyordun üzgün, küskün bir tanem...
Uzun süre baktım sana derinden!
Bakışların beni yıktı bir tanem!
Öyle derin tesir etti ruhuma;
Gözyaşlarım beni boğdu bir tanem! ..
Beni, benden daha iyi tanırsın,
Gönül bağım kolay kopmaz bilirsin,
Bir hayatı acı-tatlı paylaştık;
Bu can senden ayrı durmaz bir tanem
Olmasa da fazla ortak yanımız,
Aşina bu gönül sana bir tanem..
Kasırgalar esip dağıtsa beni;
Asla senden uzak durmam bir tanem! ..
Her tür faturayı kendim öderim,
Benden sana zarar gelmez bir tanem..
Ferah tut gönlünü, müsterih ol sen!
Şiarımdır ahde vefa bir tanem…
Gönlüme gireni unutur muyum?
Ölümüne kalır sevdam bir tanem..
Geçici dünyada hiçbir mutluluk;
Bir gönül yıkmaya değmez bir tanem! ..
Uzaklarda kalsan, hiç görmesem de
Hayatta ol bana yeter bir tanem!
Varlığını bilmek, gönlüme huzur;
Ne isterim bundan başka bir tanem...
Dilekte bulundum, seneler önce,
Sözüm, sözdür inan bana bir tanem!
Mevlâ’m beni senden önce götürsün!
Çekilmez ki sensiz hayat bir tanem! ..
Çekilmez ki sensiz hayat bir tanem…
Metanet Yazıcı
◠‿◠)✿ ღ •:*¨♥ yüreğine sağlık...
____________________●____●__●
______●___________████____████
_______●_________██████_██████
________●________█████████████
....KUTLARIM...........____●███████████
_████____████____████████
██████_██████_____█████
█████████████_______██
_███████████_________█
___████████__●_______●
______█████____●______●
________██_______●_____●
_METANET_█_YAZICI_●____●
★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ....Kurucusu: Salih Kozan.... ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ...... Grup Yöneticileri...... ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ☆ ★ ☆ ★
★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★
★İHVANİ PAYLAŞIM PLATFORMU
★ - Salih Kozan
★ - // ŞEYRANİ
★ - Adnan Ozkan 2
★ - Emine Yılmaz Dereci..
★ - Gülce Turan
★ - - ~~~~~ÇAKAL AVCISI~~Can Kurt
★ - Han Zade
★ - İbrahim Etem Ekinci
★ - Kara sevdamHİLÂLİM
★ - Metin Tuncel
★ - Metin Üstüner
★ - Minare İklimi
★ - Mustafa Hoşoğlu 1
★ - nerik rize
★ - OsmanGenç
★ - Saliha Yavaş
★ - Şiirin Kızı
★ - Tayyar Yıldırım
★ - Vuslatî/osman öcal
★ - Yener Sezgi
★ - ZEYBEK HOCA
★ - Zeynep Hicran Demir..
★ - zeynep nilgun
★ - Zikrettin Karaca 1
★ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★ ☆ ★
..................................................................................
Şaire resmin karşısına geçmiş, sanırım yıllar süren bir beraberliğin muhasebesini yaparcasına içinden geçenleri şiirleştirmiş... Özlemlerini, O'na diyemediklerini, hatta ebedi aleme bile O'ndan önce gitmeyi dilediğini, çünkü yalnız ve O'nsuz bir yaşamın çok zor olacağını, dayanamayacağını dile getirmiş...
Tema özet olarak böyle...
Şiirdeki ifade biçimi yalın, yerel ve tamamen doğal... İçten geldiği gibi samimi, abartısız... Öne çıkan duygu 'vefa' duygusu... Özlemini çektiğimiz, arandığımız, sığınmak istediğimiz yüce bir duygu... O kadar etkili anlatılmış ki, Şairenin içtenliği, bir resimle başbaşa kalışındaki 'tablo' okuyanı sarıyor, kendinden bir şeyler bulmaya, bu vefaya, bağlılığa ortak olmaya çağırıyor... Şiirdeki bu duygusal ortam ve okuyana geçişi bence mükemmel...
Şiirin hece düzeni '6+5=11'li..' Ayak olarak 'Bir Tanem' seçilmiş, her kıtanın 2. ve 4. dizelerinde kullanılmış... Akıcılığa katkı yaptığı bir gerçek... Sadece kafiye örgüsünde değişkenlik görülüyor... Buda şairenin tercihi ve rahat bir anlatımı benimsemesinden kaynaklanıyor sanırım, zaten şiiri okurken tolore edildiği görülüyor...
Metanet Hanım'ı bu içten, vefayı yücelten şiiri için tebrik ediyorum... Şiiri tam puanla değerlendiriyor, antoloji listeme alıyorum...
Samimi saygılarımı, sevgilerimi, selamlarımı sunuyorum...
'İHVANİ PAYLAŞIM PLATFORMU'
TÜM YORUMLAR (5)