Bir akasya gölgesinde saklanan sır
Gelmez vuslat bir daha, kimbilir kaç asır?
Ayrılık ki soğuk, acı, ateştende yaman
Dünya gözümde bir buğulu duman
ellerin elime değdiği zaman.
Ürkektir sevda kanadı kırık serçeler kadar
neylersin dağların üstü kar
şimdi uzaklarda kaldı yar…
Bilmezdim ben bu kadar ateşin yaktığını
Suyun ıslaklığını
Ah yüreğim, şimdi ah etmenin ne faydası var.
Ah yarim!
Kırk ikindi yağmurlarıydı yağan
Zülfün tellerine
Bir melek kanadıydı değen
Kınalı ellerine...
Meğer ki dünyanın rengi başkaymış
gözlerin gözlerime değdiği zaman.
Ah!
Samanyolu sarkıp bir değse güne
Üşür yüreğim senden uzaklarda
Şimdi sevda kıskacında akrebin
Bir zemzemdi dudağından düşen şebnemin
Konuşurken sen içimde nehirler çağlar
Düşer ya ayrılık acısı içime
Yürek kıyılarımda bir turna ağlar.
Ey hayat sevda olmasaydı sen olmazdın!
Hasretim aşka bir su sesi kadar
Bir ağacın serin gölgesi kadar
Mutlu etmedi bu dünya beni
bir sevda busesi kadar
nede sevdama şahit olan,
bir yağmur sesi kadar
Bir akasya gölgesi kadar.
Kayıt Tarihi : 16.6.2016 11:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!