Kalabalık yalnızlıklarla dolu etrafım.
Boş bir kağıt gibi hayat.
Kalemin dokunuşuna hasretken, değdiğinde kanar bütün isyanları sayfalar.
Kitaplar dolusu cümlelerden, kendine yakışanı giyinip dikiliyor karşıma zaman.
Ve her saniyenin ucunu sivriltip saplıyor seni umutlarıma.
Hüzünlerden örülme sevinçlerden sıyırıp atıyorum aşkı.
Hani baş ucundaki bayramlıklara sarılıp uyuyan çocuklar olur ya,
İşte öylesine sızlıyor kalbim.
Gelişinin arefesinde, sana avuçlar dolusu sevinçler saklıyor yüreğim,
Ama gizleyemiyorum hiçbirini..
Sonu belirsiz adımların izleriyle doluyken yollar, nasıl çıkartır beni huzura, bilmiyorum.
Yüzüme yapışan tebessümlerde gizlediğim adını, attığım her adıma iz ediyorum.
Yıldızlar dolusu gözlerine çeviriyorum yalnızlığımın rotasını.
Sen güldükçe doğuyor gözlerinde güneş, söküp atıyorum üzerimden karanlıkları.
Aşkın soluma yazdığı fermanındadır hükmü sensizliğin.
Üzeri karalanmış yazgıların alfabesinde, adının harflerini aralıyor kelimeler.
Ve silip aşkın araf’ından adımı, alnına yazıyor beni kader…
Şimdi dilime doladığım şarkılardan geriye,
Gözümde büyüttüğüm yalnızlığın selâsı yankılanıyor.
Seni, sabahın müjdelediği günler niyetine içime doğuruyorken gece,
Uğurluyor sensiz düşlerin uykularını uzaklara...
Gözümün bir damla uykuya hasreti, özümün sana bir ömür hasretinden olsa gerek..
Aklıma her geldiğinde, gidiyor "sen"den gayrı ne varsa tek tek,
Tutamıyorum hiçbirini…
Kayıt Tarihi : 10.8.2015 09:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!