Bugün, Üç yüz Atmış dört günün ertesi!
Bugün, son altı saatten bir dakika öncesi!
Bugün, kozadan çıktıktan sonraki, üçüncü günüm...
Uçmaya henüz alışmıșken, düştüğüm yer düşlerin değilse eğer,
düșlerimde düşündüğüm dünlerime dönebilmesem bile, yarınımın olmadığını bile bile, yüreğinin sönmeyen ıșığına, bu aciz başımı, vura vura ölmeye razıyım!!!
Bir kelebeğin eğe kemiğinden küçüktür kainat!
Aslında sadece, kelebeğin yaşadığı kadardır hayat!
Sözlerim sana değmezse, içimdeki seni, sadece aynada gördüğün kadın sanıyorsan, parmak uçlarımdaki şiir yanıklarında, yada kalemimden akan göz yaşlarımın ıslattığı eskimiș defterimin dizelerinde ara kendini!
Aşık Veysel'in sesinde hüzün, ve dizelerinde "kıssa" dır kainat!
Anlatması uzun, yaşaması rüyalardan bile kısadır hayat!
Çıkıp arșa, zamanın küllerini de savursan, varacağın yer bir tadımlık gök gürültüsü!
Bir avuç su, bir kaç damla umut,
Orada durup,
gök yüzünden bakarken bana,
Henüz başındayken pembemsi çağın,
ve tepesindeyken kocaman bir dağın,
Eger korkarsan, çekinme gözlerime sığın!
Sana!
Sadece sana!
Baktığımda, gözlerim kadardır kainat!
Ve sadece, gözlerimde gördüğün kadardır hayat...
Kayıt Tarihi : 2.4.2018 00:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!