Bilmiyorum hangi gecenin koynuna bıraktığımı ,
zamanın bile ayırt edemediği bir vaktin içindeyim.
Ne gün geçiyor, ne hafta…
Aylar birbirinin aynası gibi
ve ben her aynada senin yokluğunu seyrediyorum.
Zaman…
eskiden bir umut taşırdı içimde,
şimdi sadece sustuğum yerin adını koyuyor.
Bilirsin, ben kolay yıkılmam,
ama sensizlik, öyle bir kıyamet ki içimde…
sessiz kopuyor,
kimse duymuyor ama ben her saniyesinde paramparça oluyorum.
Yalnızlık bazen bir sandal gibi salınırdı yürekte,
şimdi devrilmiş bir gemi gibi
bütün batık anılarımı taşıyor denizden daha karanlık bir boşlukta.
Seni özlemek…
öyle sıradan bir şey değil sevgili.
Bir çığlık gibi içimde dönüyor her gece,
yürüdüğüm sokaklar hep ıssız,
her lambanın altında senin adını anıyorum,
sis gibi çökmüş üzerime yokluğun.
Adımlarım beni sana götürmüyor artık,
çünkü sen gideli, yollar da sustu.
Canım acıyor…
Ve bu acı, bedenin sınırlarını aşıyor.
Ruhumda bir yangın yeri,
ne su serpen var,
ne “geçer” diyen.
Ayıp mı ettik sevgiyi bu kadar içimizde taşımakla?
Yoksa sevmek dediğimiz şey,
insanı böyle bir başına mı bırakır köprülerin ortasında?
Altımızdan geçen zaman,
üstümüzden geçen gölgeler kadar bile dokunamıyor kalbimize.
Aklım arada kaldı.
Unutmakla hatırlamak arasında sıkıştım.
Seninle baş edemiyorum,
sensiz hiç edemiyorum.
Kara kış gibi çöküyorsun üzerime her gece,
üşüyorum,
ama battaniyeyle değil, dua ile ısınmak istiyor insan bazen.
Ben seni öyle kolay, öyle sıradan sevmedim.
Cennet gibi gördüm seni,
ve sen gittiğinde ben sadece bir aşkı değil,
bir ahiri kaybettim.
Zannediyorlar ki,
aşk dediğin doğar ve biter,
oysa bazı duygular var ki
doğar ama hiç ölmüyor,
bir köprü gibi iki âlem arasında asılı kalıyor sadece.
İsyan ettim bazen,
“neden?” dedim gecelere.
Ama sonra sustum,
çünkü kalbim,
şükürle atan bir enkazdı artık.
İçinde senin adın kalan,
her şeye rağmen seni iyi bilen bir enkaz…
Biliyor musun,
bu satirlari bitirmek istemiyorum.
Çünkü ne zaman sustursam kalemi,
senin yokluğun daha da bağırıyor içimde.
Ama yazmak da bir yere varmıyor.
Ne anlattığım sensin,
ne duyduğun ben…
Sana yazıyorum…
Gecenin en sessiz saatine,
en uykusuz gözlerime,
en kırık yanlarıma bırakıyorum bu satırları.
Belki bir gün
Issız bir gecede bir sokak lambasına yaslanıp gözünde iki damla yaş ile okuyup anlarsın beni…
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 20:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!