Benim adım Ufuk.
Bu ismi “en iyi şair” ödülünün afişine yazdım.
Orhan Veliden sonra kendime en iyi şair ödülü verdim.
Yarışmada tektim ama olsun ne kadar çok katılırlarsa katılsınlar yine ben birinci olurdum?
Neden mi?
Ben dünya da kalan son iyi kadına yazıyordum çünkü bu şiiri.
Hayır o şiirleri sevmez biliyorum.
Şiirlerini okumayana şiir yazmak seni tacizci yapar mı?
Ama müzesi var?
O adama aşık sana sapık mı derler?
Şiiri dünyada kalan son iyi kadına yazıyorsam eğer
Yazdığım şiir dünyada kalan son iyi şiir olmaz mı?
Kendimi övdüğüm için aptal olabilirim?
Belki mantıklı düşünmediğimden gerizekalı?
Belki oturmuş şizofrenineden söz etmeli.
Doktorlar daha iyi bilir beni.
Yoksa ne işim var kendi kafamdaki hapishanede?
Pardon? Tımarhane mi demeliyim.
Yok yok!
Güzel bir adı var ama aklıma gelmiyor.
Bakırköyde kapıda yazıyor ama neyse.
Yapamaz dediklerini yaptığımı iddia ediyorum.
Gözlerimle dokundum onun ellerine.
Ellerimi hiç sürmeden yüzünü hissettim boynundaki sıcaklığı.
Gülüşünde öldüm defalarca.
Sesimi çıkaramadım.
Çıkarsaydım eğer Orhan Veli mezarından çıkacaktı.
Diyecekti: “Sevmek şiirdir. Şiir sevmektir”.
Bu hayatın yakasından tutamadım.
Yakasız bir hayatla mücadele edemedim.
Yaka Silktim.
Neyzan Tevfik gibi hayata sövdüm.
Gerçi Nazım Hikmeti severdi oysa o.
Ben ise o kadar romantik olamadım.
Okusam şimdi ona şiirler.
Biliyorum beni sevmediği gibi onlarıda sevmez şimdi.
Ben ise yine deliler hastanesinde.
Yok öyle değildi adı.
Ne önemi var ki oysa?
Sevdalılara deli demek konusunda haklı buluyorum doktorları.
Doğru sevmek biraz delirmektir.
Ufuk Faruk Köseoğlu
Kayıt Tarihi : 8.9.2024 19:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)