BİR SİYASİ TUTUKLU
Ulucanlar’da eski bir hapishane
siyasi tutuklu mahkumlardan çoğu
yoksul halkı
ve vatanını düşünmekten daha çok.
Birazda sevda mahkumuydular
Eksikliklerini büyütmüşler içlerinde,
konuşurlardı birbirleriyle zaman öldürüp
Dertlerini dinlerlerdi birbirlerinin.
Biri acılı mahallelere çıkmalı derdi sokaklar.
Gözlerinde bir ürperti olmalıyım derdi.
Şaşırmalı beni gören insanlar.
Zamanı soluyup acılarıyla
gökyüzünü mavi sularda yıkadım derdi.
Ağustos tüterdik ocaklarda ağustos
yokluklara sarılırdık sımsıkı.
En çok hiç konuşurduk
hiç giyinirdik kurumuş ağaç gibi.
Bir an dalardı birinin gözü
bakardı pencereden gökyüzü mavisine.
“Ihlamur kokulu sevdalım” derdi
seslenmeye geç kaldım ayrılıklarda
kıyamadım uyandırmaya uykunu bölüp
Güneşsiz karanlıktı sokaklarım.
Şu kaldırımlarda ilk gözyaşım
İlk ağıtım yapamadıklarıma
Öfkem kalleşliklere.
Biri, “kalbi duracak gibiydi Kızılay’ın
sinsi ve hain bakışları izlerken” dedi
Bereketsiz hisarın daracık sokaklarında
sesim sarılırdı eski türkülere
ve tekrar tekrar içime döner
acı çeker sözsüz konuşurdum
Çürümüş aydınlıkların
karanlık kaldırımlarını
Bir hisar kokusu sarardı koğuşu
ve eski bir siyasi mahkumu.
Sarılmışken etrafımız
ölseydik bir kurşunla kahramanca
Ölü sıcaklığına alışırdı mezarlığın toprakları
ne demiri döven nasırlı eller
ne çiriş kabında ustanın solukları
ben yarım kalmış hayallerimin acısındayım.
Gökyüzünün gece serptiği yeryüzü
bir mateme bürünmüş gibi karanlık.
Elvedasız gidişlerde
sevgilinin gönül koyduğu aşk yaraları
bir karasevdayı öpüyordu gurbet.
Uzun gidişlere kapalı yollar.
Hep kısa tutunmak düşüyordu yaşama
zaman beni bırakıyor yarıda.
Hüzün masalı anlatıyor sonbaharlar.
Kırılmış bir dal.
Elimde yarım kalan umutlar.
“Arayışlarımın zirvesindeyim” dedi biri
“ihanetlerin kimi zaman.
Bize sırtını dönüp yürüdü dostlar.”
Herkesin bir duruşu vardı.
Biz eski mahkumların demek
yaşamları ancak
bu kadardı
Kayıt Tarihi : 3.2.2007 23:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)