Bir şiirin mısralarında öldüm.
Sevdayı anlatıyordu,
Aşkı müebbette kelimelerin acziyetinin yangın yangın köz oluşunu fısıldıyordu,
Öyle derin, öyle serin, öyle hoyratça...
Sadakatin imaniyeti, insanın mükemmeliyeti şiirin ana temasıydı...
Sahralara hasret kalmış deryanın suyu, Nesimi'nin diliydi..
İnsan acı çekerken nasıl da için için yanarmış, saman alevi gibi...
Hani bin yıllık pişmanlığına Arş'tan merhamet inmez ya,
Hani gece siyah doğurdukçe düşlerin yarım kalır ya,
Hani kuşlar göçer de hasta kuş kışa yakalanır ya,
Şarabı kevserin dudakta damla damla mora dönüşüydü...
Ben bu şiirin mısralarında öldüm...
Toprağın nefesi, bulutun gözyaşıyla yoğrulurken,
Ölüm gibi kalıyorum, Yusufçuk'lar içimde boğulurken...
Kırlangıçların sesi kirpiğimin sarkıtlarına çarparken, ben kırılıp düşüyorum, paramparça...
Nasıl anlatsam bilmem ki,
Kılıcı düşmüş bir kahraman edasıyla duruyorum ölümün eşiğinde...
Aşk ile tutuşmuş şamdanım kırıldı,
Yokluğun ötesinde bir hiçim...
Büyüttüğüm acılarımla beni ıslatmayan yağmurlara küskünüm...
Ateş yurduna İbrahim'ken, beni el gören meclisi visale kırgınım...
Duygularım bölük pörçük,
Ruhum lime lime...
Bu bana yapılan düpedüz aşka ihanet...
Ben bu şiirin mısralarında öldüm...
Kayıt Tarihi : 30.7.2024 10:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özdemir Aydın 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/07/30/bir-siirin-misrasinda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!