" Sen şimdi beni görmek istemiyorsun ya; ne yüzümü görmek ne de sesimi duymak ; nereye kadar kaçabilirsin ki ? Ben sende; zihnindeki boşluğunda kalan anılarımla var olmadım dilersem onları bile senden almasını bilirim. Öyle bir çeker alırım ki ; değil beni bir zamanlar yaşamak; hayalimi yaşayıp yaşamadiğimdan bile tereddüt edersin. Yapma ; benim kalbim donacak ama seninki önce yanacak sonra ardından bir ürperti hissedeceksin ; yaşadığın kara kışlar yanında hiç kalacak. İnan bana...
En sevdiğim çiçekler en sevmediklerin olacak. Yağmur yağınca saklanacak köşe arayacaksın telaşla ve şemsiyeni bile açmak aklına gelmeyecek. Sen yağmurdan da kaçarsın; benden de ama gel gör ki bize yazılan bu kaderden öteye gidip kendine bir dünya kuramayacaksın. Dönüp dolaşıp benim dünyamı yaşarken bulacaksın kendini ; benim gibi bakmaya çalışacak kendine ancak yapamayınca aynaları kıracaksın . Ellerin acıyacak ; düşlerimi çaldığın yerden vurulacaksın ansızın. Keşke bir zamanlar sana kiyamayan o kadın olarak kalabilseydim hayatında izin verseydin belki birlikte iyileşirdik belki birbirimize iyi gelirdik. Yapmadın sen bütün silahlarını bana kuşandın karşındaki sevdiğin kadın değil de ; boğazına yapışmış elleriyle seni nefessiz bırakan bir canavarla savaşırcasina savaştın ; sana ne diyebilirdim ?
Sevdiğim çiçekleri en iyi sen biliyordun ama şimdi hafizani kaybetmiş gibi davranıyorsun . O kadar yabancılaşmişim ki sana ama ben seni neden bilmem hâlâ kırk sene beriden hatırlıyorum.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta