Bir sevdanın katiline 2 Şiiri - Celal Şa ...

Celal Şahbaz
39

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir sevdanın katiline 2

Bak yine, alamadım gecemi,
Yüreğimi sıkıştıran sensizliğin, mengenesinden.
İnce ve keskin bir sızı vuruyor düşlerimi
Derin bir uyku çökse de göz kapaklarımın üzerine,
Gözlerim direnir, uyku haramdır, uyuyamam.
Gözlerim açık inadına, gitmez ağlayan hayalin.
Sahi sende, ağlıyor musun hâlâ?
Seninde saçlarına aklar düştü mü? uykusuz gecelerden.
Hani bir önceki gönderilmedik mektubumda,
Beraber ağlayacağım, bir resmin bile yok, dedim ya,
Merak etme…
Artık bir resmin var uykusuz gecelerime şahit.
Çilin gir soframa eşlik eden, suskunluğuma inat.
Nasıl mı?
Beni, yalnız bırakmayan hayaline bakarak...
Odamın duvarına bir boy, resmini çizmişim ki...
Görme…
Önce gözlerini, o kocaman simsiyah gözlerini çizdim.
Nasılsa! yeterdi bana gözlerinle olmak…
Bilirsin…
En suskun anlarımda bile, gözlerine hep kaçamak bakardım.

Ben senin kaşlarını hep, sevmiştim.
Pek, yakışırdı kaşların gözlerinin üstüne…
Uzun kirpiklerinle beraber, daha bir güzel dururdu.
Sonra gülüşünle irileşen elmacık kemiklerin, al yanakların.
Aklıma geldikçe çizdim, işte!
Ne güzel yakışıyordu sevimli burnun, yüzünün tam ortasına…
Muhteşem bir uyum sergiliyordu etli dudaklarınla…
İtiraf etmeliyim…
En çok, dudaklarınla ilgilendim çizerken.
Dudaklarının rengini bulmak kolay olmadı.
Hiç kimsede yoktu ki…
Dudaklarındaki o renk, o tat…
Sonra kalemle çizilmiş gibi zarif,
Ayartıcı çenen biçimlendirmişti resmini.
Artık tıpkı sendin, duvarımda o gülen kadın.
Aklıma geldikçe çiziyorum…
Çizdikçe seni buluyorum…
En güzeli de saçların olmalıydı…
Tel, tel senin taradığın gibi çizebilmeliydim.
Okşar gibi koklayarak çizdim saçlarını…
VALLAH’I ne yalan söyleyeyim, ben bile şaştım yeteneğime…
Kuğu gibi boynunu, omuzlarını derken, bütün hatlarını çizmişim.
En sonunda şık bir elbise ile bitirdim resmini..
Bundan böyle her dem, söyleşiriz..
Dedim ya artık yalnız değilim…
Canım istediğinde sarılıp, öptüğüm.
Bir yanda resmin, diğer yanda hayalin var.
Asıl şimdi sen, derdine yan, birazda böyle geçsin yıllar.
Ben mutluyum, amma...
Olmaz-sın...
Olamaz-sın dediğini duyar gibiyim.
Oluyor işte bal gibi de oluyor…
Olmazsa ne olur, söyle ne olur?
Haklısın işte! mutlu değilim yine de
Kahretsin… o, en acımasız ayrılıklara sahne tren garına…
O ilk trene, yetişmeseydin ne olurdu.
Gara geldiğimde ikinci tren yanaşıyordu.
Demir rayların, ürkütücü cenaze marşına emsal sesinde,
Hava kararıyordu, bir şehir yıkılıyordu, ben yıkılıyordum,
Demir raylar batıyordu yüreğime, duvarlara tutunurken,
Bir uçurum açılıyor içimde,
Bir uçurumdan düşüyorum, darağaçları kurulurken sevdamıza...
Gitarcı çocuk…
Bir kez daha ardımızdan, şarkımızı çalıyordu.
.....
O gün bu gündür, sensizliğin hapsindeyim.
Yıllarımı çaldın giderken, yüreğimi koparıp götürdün…
Bak işte, hâlâ bıraktığın yerde, aynı adresteyim…
Sen nerdesin?
Hangi şehirde, hangi diyardasın, rotan nedir bilmiyorum.
Bir umut işte…
Gittiğin trenle, yüreğimi alır dönersin diye bekliyor…
Her damla göz yaşımda, aldığım her nefeste...
vuslat...
vuslat diye, haykırıyorum...

____________yorgunkalem...

Celal Şahbaz
Kayıt Tarihi : 30.4.2008 22:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Celal Şahbaz