Kelebekler uçuşuyor karnında,
Bu sızı, bu sessiz ağrı...
Geçmişin izlerinden mi taşıyor sana?
Hatıralar... Yüreğinin derinlerinde yankılanan,
O terk edilmiş boşluğa mı konuşuyorlar?
Hangi rüzgâr savurdu umutlarını,
Hangi vicdansız kırdı kanatlarını?
Kim üzdü seni böylesine?
Hangi karanlık, yüreğinin en ışıklı köşesini gölgeledi?
Kaçıncı gözyaşını döküyorsun avuçlarına,
Kaçıncı duanı ekliyorsun gecenin karanlığına?
Korkma... Gönlünü yaralayan her yalan,
Bir gün kendi karanlığında boğulacak, inan.
Bir akşamüstü, belki bir kuşluk vakti,
Tenin, ışıltısıyla güneşi kıskandıracak.
Gözlerinin kahvesi, toprak kadar bereketli;
Hiçbir derinlik, senin bakışlarının yankısını geçemez ki.
Saçlarının örgüsünde düğümlenen kader iplikleri,
Sesinde titreyen cennet özlemi...
Hiçbir şey sandığın gibi değil,
Hiçbir yüz, göründüğü kadar masum değil.
Ama yüreğin... Yüreğin öyle güzel ki,
Bir veda busesi durağında, uğrunda
Her şey geride bırakılabilir onunla.
Seni anlatabilecek cümleler,
Şairlerin en uzun beyitlerinde bile kaybolur.
Bir kelimeye bir ömür sığar bazen;
Kozasından sabırla kurtulan tırtıl gibi.
Sayfaları nakış gibi işler, sanki ipekten
Bir yankı olur gecelerde,
Uykusuz şiirler yaratır.
Üzülme...
Geçmiş, kırık bir ayna gibi,
Hep parçalara böldü bizi.
Bazen çocuk olduk, bazen de büyüklük yükünü taşıdık.
Bir başkası için yarım bırakıldık,
Kendimiz için yaşamaya bile vakit bulamadık.
Hayat, kendi yazgısını sabırla işler.
Bir uçtan alın yazısı gibi akar gider.
Derler ya Yemen’de: "Nasibin gelir, ayak ucunda biter."
El alem kendi defterine istediğini yazar, çizer,
Ama senin hikâyeni bilmezler.
Onlar derler ki:
"Kanadın kırık olsa da,
Sevmeye ve sevilmeye hakkın yok."
Boş ver... Bugün var, yarın yok hepsi.
Faniler ışığında sadece birer gölgeydiler.
Sen, özüne sadık kal.
Kırık kanatlarınla bile gökyüzünü hatırla.
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 17:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!