/ ve ansızın gök gürler…/
Ellerimde kelepçe, yüreğimdeyse hançer;
Ak buluta derdimin resmini çizemedim.
Bedenimden şu ruhum, bilinmezlere göçer;
Savrulduğum sulardan kıyıya yüzemedim.
Olsaydım bir uçurtma, masmavi gökyüzünde;
Ne güzel süzülürdüm duvaklı gelin gibi.
Okusam kaderimi senin alın yazında,
Okşardım kanadımla rengârenk sülün gibi.
Ne yazık ki hep seni, düşlerimde düşlerim.
Al bir atın üstünde, dolanırım beline.
Evrende yankı yapar huzurlu gülüşlerim;
Öyle kapılırım ki o coşkunun seline.
Ve ansızın gök gürler! Yağmurda ıslanırız.
Güneş söz eder bizden, gökkuşağı el sallar.
Koca yaşlı çınarın beline yaslanırız;
Sevda türkülerini fısıldar nice dallar.
Sıcak bir buse yakar, alnımın ortasını;
Küçük gelincik gibi kızarır yanaklarım.
Görmüş mü felek bilmem, böyle sevda hasını;
Yerinde midir diye ben kalbimi yoklarım.
Bakarım ki kâinat birden zindana döner.
Uyanırım uykudan, düşlerim kalır yarım.
Gözlerimden yansıyan yakamozlarım söner,
Bir acı tebessümle, cihanı tutar zarım.
Hikmet Saadet ÇAKICI
Kayıt Tarihi : 28.6.2019 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!