Dünyada eşi benzeri varsa şâyet ara bul,
Asırlardır fâniler hayran bu şehre, köle kul!
Yedi tepe üzerinde açmış nâdide çiçek,
Şehirlerin sultânı, sultanlar şehri İstanbul!
Senden vazgeçemedim, ilk aşkım en büyük tutkum.
Gönlümün pâyitahtı, kaybetmek; ecel korkum!
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Devamını Oku
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
kutlarım. Ah İstanbu!l. kimini veli kimini deli kimini serseri eyleyen şaheser.
İstanbul'a yakışan, İstanbul kadar güzel bir şiir.
Günü taçlandırmış, şiirlerin payitahtı gibi.
Bütün içtenliğimle kutluyorum.
Duaları sırf çinilere ettirmeyelim de biraz da bizler dua edelim inşaallah Ayşegül hanım. Onlar zaten Allah'a kendilerine mahsus bir dille mütemadiyen hamd ile tesbih ediyorlar.
Kurban bayramınız mübarek olsun.
Bu mektup sana baba
İstedim şiir gibi olsun
Denizlerde martı gibi, kum gibi
Özlediğin dostun gibi
Mabetli şehirler ülkesinde
Oğlun gibi.
Bu mektup sana baba
İsterdim olsun kendi kanımla
Elinde çamur, yün fanilanda ter
Yetişir bunca yıl verdiğin emekler
Eğil bir yol, mektubuma kulak ver
Çakır mavisi dedem saklısı gözlerin
Daracık-kırışık, haritalı alnın
Allaha açık nasırlı avuçların
Ve sık, sakar saçlarından haber ver
Kalın kaşlarından nehirler mi geçer
Bu şiir sana
Bilsen hasretimden neler geçer
Işınmaz mum dibinden vahalar
İyileri toprak saklar, analar ağlar
Mabetsiz şehirler memleketi zor sabahlar
Çaresiz, katlanır geceye /onulmaz romatizması
Şark çıbanı sütresinde şarbon tuğrası
Altmış yıllık cepkeninde üç kuruş emekli maaşı
Kırk ikide başlamış gün yüzüne ömr-ü vefası
Yaşanmamış baharlara kol kanat
Emeğinden akar Delimehmet deresi
Malyonga köprüsünde öküz arabası
Yaşanan çamur deryasında can pazarı
Kırk bin liraya satılmış kocca yıllık emeği
Aylarca suladığı karpuz tarlası…
Ayağına halka takılı azgın ineği
Cebelleşir sabah-akşam süt sağımı
Çilekeş adamlar ülkesinin kralı
Akdeniz gibi engin / mütevazı avrupalı
Kendi umutsuzluğuna yanmaz
İçlenir cehalete
Pırasa tarlasında çalışanlara kanmaz
Sabah-akşam taşır okuldan
Çocuklarını;
Okusunlar / okutur uzak okullarda
Kardelenler göğertir
Güneş ülkelerinde fidansız
Bu şiir sana yazılı babam
Keççilerin torunu Ömerin oğlan
Çektiğin çileler manidar, müphem
Gülüp-geçer elbet, bilmez elalem
Soğuktu, kardı-kıştı demeden
Zemherir soğuklarda büyütmüş annen
Kimbilir ne düşünüp koymuşlar adını Muharrem
Selam sana Yenice’nin çilekeş yeni ihtiyarı
Selam! Yirmibirinci asrın bahtiyarı
Bu şiir;
Bütün babaların evlatları içindir
Sana iştiyakımın otuzbeşidir
Yetişir elbet bir gün ecel kağnısı
Yürüyüp git ardınca
-“yıl yıla yakındır,-” derdin, hatırla
Oğul babaya
Kader kağnıya…
Güle güle sana, güle güle
Meleklerin kader muştucusu
Bu şiir sana.
Baba! ..
Çok güzel bir şiir.Tebriklerimle
Öyle bir şehirki ne unutulur ne unutturur kendine heryerde hemen herzamn adı geçer..çok kişinin hayatını değştirmiştir. Kimine iyi kimine kötü kimine şair,kimime mahir ve öyle şehir ...Belkide fetihden sonrası sultanlığı yada hep öyleydi ben sevemedim şehri ama zorla sevdirdi kendini zalim İstanbul yazan kaleme saglık saygılar...
Her şeyiyle güzeldir İstanbul. Şiir şehrin insanımızda övgüye değer kelâm-ı latif sevdasına yakışmış, tam yerine oturmuş. Kutlarım, selamlarımla.
şehirlerin sultanı istanbul?
hadi canım ordan!
bir sevdâ masalı ve sevdâyı vareden yad'lar...
eğer görüyorsak güzellikler bu bizim bakışımıın yüklediğinledir... Sevgili Ayşegül Hanım...çok beğenerek okudum şiirinizi, anlamlarımla...
selam
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta