Bir Sessiz Öyküdür, Tatil ve Yolculuk! ..

Ömer Cinalioğlu
32

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir Sessiz Öyküdür, Tatil ve Yolculuk! ..

Bir Sessiz Öyküdür, Tatil ve Yolculuk! ..
Bir an …
İnce bir çizgi gibi…
Bir Rüya sanki o tarafta
veya bu tarafta olmak…

O gün uyku tutmadı gözümü…
Geç uyumakla birlikte
seher yelinden erken davrandım.
Duymayacaktı bile benim uyumadığımı
Ve benden geç gelecekti,
Bir yaz okulu programı ile karışık,
Bir taşla iki kuş
Tatil yaptığımı düşündüğüm,
odamın penceresine.

Sıcaklıktan kavrulan odamda,
Perdelerin sallanmasını bekleyemezdim.
Attım kendimi odadan dışarı.

Alt kata indim, resepsiyon görevlisinin icra ettiği uyuklama müziği yanından akordu bozmamak için sessizce havuz kenarına çıktım. Akşamdan tanışık olmadığım, ancak geç saatler de terk edildiğini anladığım dağınık masalar….Loş, güvenlik ışıkları altındaki masaların yanından geçerken, yalan değil acıktığımı da hissettim, ancak büfeler kapalı… Eğer masalarda oturan birileri olsaydı, belki biraz meze düşmanlığı yapabilirdim. Başka imkan da var, ancak habersiz almak yine doğru değil diye düşündüm. Terk edilmiş masaların yaydığı alkollü koku bulutları arasından geçerek deniz kıyısında örtüsüz, sabah servisini bekleyen bir masanın kıyısına zor attım kendimi.
Karışık düşünceler arasında her zaman sabahın erkeninde; yapmaya çalıştığım iyiliklerin artması, güzelliklerin başlangıçta beni daha da sararak çevreme aileme, arkadaşlarıma tüm insanlara hizmette dinamiklik ve istikrar içinde kuvvetlendirmesini istedim, yüce Tanrımdan dualarımda yine. Sıhhati,neşe ve mutluluğu ve hareketlerimizi kontrol eden,ruh ve maddemizin varlığını ortaya koymamızı sağlayan, yönlendiren akılla bize doğru hareket ufkunu bağışlamasını istedim Tanrı ‘m dan. Sıhhatli güçlü bir toplum, ancak birbirine saygı ve sevgi ile harmanlanmış; çocuklarını, yaşlı, genç tüm kuşaklarını bir Ana Ece şefkatiyle kucaklamış, bağrına basmış,baba otoritesiyle gelişmelerine hayatlarını sürdürmelerine kanat germiş tırnaklarıyla taşı toprağı kazıyan veya kazımaya aday dinamik bir güçlü toplum yaratması için dua ettim Tanrı’ma..
Bir an sivrisinekler imdadıma yetişti düşünce denizinde boğulmadan, öylece iki saate yakın zaman geçtiğini anladım, denizimden çıkardılar beni. Dünyaya döndüğümde bir acı hissettim sağımda solumda, ellerimde ve ayağımdaki sandaletin sardığı yer haricinde, çiçeklendim öbek öbek, karnımdaki çalan zil de çapası.Tüm tatil sitesini tekrar baştan başa geçtim, parkdaki arabamın içine attım kendimi. Benimle gelen bir iki tane kaçak yolcuyu da temizlemek zorunda kaldım, artık güven içinde olduğumu düşündüm, arabamın içinde..
İşte tam orada,sanki elimin ulaştığı yerde, bir dünyayı saran avucumla demet demet toplayabileceğim bulutların oluşturduğu Tan Çiçeği, güneşin doğacağını müjdeliyordu bana. Bilmiyorum,birden aracımı çalıştırdım, Benim elim Zeytin Körfezine gider dedim. Fırın ve simit,simit ve çay özdeşleşti aniden hayalimde. Aracımı önce doğuya sürdüm, işte ani gerçekleşen hayalim altın şehir’ de bir Karadenizli fırın önündeyim.Sıcak mı sıcak gevrek mi gevrek simitler! .. Üç tanesi sevdiklerimle birlikte, bir tanesi ise yalnız yemem için, yani benim benim kaçamağım.
Seher sakinliğindeki varlık gitti, bir acayip canavara dönüştü. Çaysız gitmez tabi oldu mu tam olsun.Bu sefer batıya rota tuttum, 18 km! .. oh be! .. diğer körfezdeyim, Zeytin Körfezinde! .. Sanki karada bir mavi yolculuk! ..Olsun, biz kanaatkarız. Şehir içine girdim,boydan boya şehri arşınladım, neyse ki bir simit uğruna geçen zaman bir saat…bir iki kapalı cafe gördüm. Yat Limanının çıkışında aramaktan vazgeçip geri dönmeye karar verdim.
Çay içmekten tam vazgeçtiğimi düşünmüştüm ki bir sarsıntı ve motor sesi,her zaman kendine güvenen beni bu dünyadan aldı, bir yerlere götürdü ve tekrar bana geri getirdi.
Orta refüjde kocaman bir saksı üzerinde belki bir metre çaplı bir çiçek arabamı değil, beni bırakmadı.Yakaladı, yastıkladı.Benim Çiçek Sevgilim beni öyle kuçakladı ki dillerden tekrar dünyaya hoş geldin dostum denildiğini duydum, kulaklarımda cınlarcasına, özlediğim sevecenlikle.
Gecen koskoca bir tatil yaşandı mı yaşanmamış mı oldu neyse! .. Yaşadığım sıkıntı ve güzellikler benim, yalnız benim. Sabahın yedisinde beni izleyen ziyaretçiye, beş yaşanmamış günümden sonra korku verdiğim için gönlünü almak ve Allaha ısmarladık demek için uğradım. Geçmiş olsun abi,büyük geçmiş olsun, dedi. Kendini zor tuttuğunu fark ettim, fazla uzatmadım,ben de uzaklaşmak kaçmak istedim yanından. Tam arabama binmek üzereyken arkamdan seslendi. ‘ Hey abi, paketin, çimene attığın paketini ben atamadım.’
Geri döndüm baktım, akşam rüzgarıyla şakırtıyan beyaz bir paket konulduğu benzinlik duvarının yüksek bir yerinden, bana uğurlar olsun diyordu

Ömer Cinalioğlu
Kayıt Tarihi : 9.1.2012 20:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İşte Öyle bir Hikaye.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ömer Cinalioğlu
    Ömer Cinalioğlu

    2004 Yılı Ayvalık ta ailece gittiğim tatilde sabahın erkeninde bir kaza idi. Belediyenin görevli benzinlik görevlisi ilk yanıma koşan idi. Açlımı gidermek için aldığım simitleri de araçımın bakımı ile ilgilenmekten unutmuş benzinlik girişinde çimenlerin üzerine bırakmıştım.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ömer Cinalioğlu