Bir Şehre Susamak Islanmaktır Bir Kızın Gözlerinde
Surlarla, sularla çevirdin kalbimi.
Beni Fatih'in eliyle hançerleyen dilber!
Sesim, Nedim'in sesi olsun.
Bir damdan, her damlana atlayan.
Yedi iklimim, yedi kızım
Yedilerin bitmeyen rüyasındaki yalnızlığım...
Masal yüzün şimdi uzakta,
Ve çok uzakta uyuyan bir Kız kulede şimdi
Yalnız ve öylesine güzel dururken.
Asırlardır, kulağında o masalla uyurken...
Durmuyor ellerim. Önce kalemi batırıyorum suyuna
Sonra ruhumu batırıyorum, boydan boya.
Minareler uzanıyor bulutlara, kuşların yanağına.
Oysa Sinan'ın elleridir onlar.
Sinan'ın beyaz silinmeyen mühürleri.
Ellerimi tutmak, şiirime akmak ister gibi elleri.
Çoğalıyor,eski konakların küllerinden
Dilsiz binalar içinde, dilsiz insanlar.
Bir ırmak gibi hızla, durmadan akıyorlar.
Gözyaşımı kuşlara yem verdiğim avlular,
Üzerinde beyaz benekli ipekli örtüdür kuşlar,
Kanatların altında hala
Çoktan uçmayı unutmuş Hezarfen var.
Sahilde balıkçıların umutları,
Ter ile düşüyor suya.
Bir kemancı çalıyor bütün sesleri dudaklardan
Her yer hüzün, her yer aşkla doluyor.
Çiçekçiler ona bakıyor.
Kemancının elleri çiçek gibi kokuyor.
Bakmaz yüzüne kimsenin kemancı.
Cesur ellerine aşık ona bakmakta.
Kemancı şehrin tam ortasında
Bir yalnız nota!
Adımları sayarsın, gülü dudağına koyarsın.
Gözlerinde loş bir hayal ellerin İstanbul'un belinde.
Yarim! kaç göz değdi dağlarına söyle
Kaç insan gözü!
Kaç renk karıştı sularına daha bulanmadı.
Öyle güzelsin ki bir içim su boğazda.
Aşıkların yanmasa karanlıklarda
Aydınlanır mı sanıyorsun yalancı ışıklarla bu şehir.
Kimisi sana der sa'adet,
Kimisi hasret, gurbet, esaret
Sen şafak vakti buğusu
Sen taze ekmek kokusu...
Tüm iklimlerin sevda yapraklarından dökülen
Bir avuç su...
Çocuk gülüşünde yahut ağlamasında bir çocuğun
İçimde yeşeren her tohum yani.
Gelinim!
Evlenmiş her taşın toprağın benden habersiz.
Bir cariyenin yüzündeki tüldür şimdi üzerinde sis.
Yokluğunda açtığım her pencere yüzüne bakar.
Hasretin acıtan dişleri boğazıma batar.
Kan diye damarlarımdan
Acıtarak, dolanarak gurbet akar.
Yedi iklimim, yedi kızım
Sesim Nedim'in sesi oluyor
Ellerim Fatih'in elleri.
İçimde uyuyor bir Kız kulede
Gözleri maviden mavi...
Yazıyorum, yazıya kazıyorum seni.
Hiçbir çeşmene akmayacak bu tarih biliyorum
Nasıl harlanmak için bir ateş rüzgar
Bir yangın sönmek için su arar.
O yangın sol yanımdaysa
Adına su diyorum.
Yoksun demiyorum.
Seni yokken yazıyorsa bu kalem
Seni yaşıyorum.
(20.04.2006 KÜTAHYA)
Naz Gonca GülKayıt Tarihi : 23.4.2006 22:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
merhaba dost yürek seni yeni kurmuş olduğum , Çiniler diyarı KÜTAHYA isimli grubumuza davet ediyorum katılımın onur verecektir
merhaba dost seni yeni kurmuş olduğum, Çiniler diyarı KÜTAHYA isimli grubumuza davet ediyorum katılımın onur verecek
TÜM YORUMLAR (8)