Bana yarım kalan sokaklar kaldı,
adını bilmediğim sokaklar,
yorgun kaldırımlar, taşların arasına sıkışmış anılar,
zamanın elinden düşmüş saatler gibi
kırık ve dağınık yüzler kaldı.
Bir şiirin yarasında unuttum kendimi,
bölük pörçük dizelerde sakladım seni,
hiçbir harf tam tutmadı yerini
hiçbir kelime tamamlamadı adını.
Bir şehrin yükünü taşıyorum omuzlarımda,
bilmediğim bir haritayı cebimde unutmuşum.
Bu yollar beni sana götürmüyor artık,
bu yollar seni hep bana hatırlatıyor.
Her adımda bir eksiklik çınlıyor içimde,
boğuk bir ses yankılanıyor,
“bu şehir seni sevmeyi bilmiyor,” diyor,
ben mi bilmiyorum yoksa
bu kadar taşın arasında insan olmayı?
Bir yalnızlığın ortasında büyüdüm,
kırık camlar, yıkık duvarlar,
eski bir şarkının iç çekişleri gibi
uzaklardan çağıran sesler.
Bir tren istasyonu,
bir bekleyişin köhne kokusu,
her akşam içime çöken o hüzün
bir daha gelmeyecek olanlar için.
Bir duvar yazısıydı senin adın,
gizlice okudum,
bir parça karanlık, bir parça umut,
her harfini ezbere bildiğim.
Şimdi, hangi şiire baksam
senin gözlerin duruyor aralıklarda,
senin suskunluğun,
eski bir sinema filminin yıpranmış sahnelerinde.
Kimse fark etmiyor, kimse bilmiyor,
bu şehirden geçen her şeyde biraz sen kalmış.
Geceleri uykusuz kaldığım caddeler,
yıldızları saydığım köprüler,
şehrin sesini içime çektiğim o boğuk yalnızlıklar,
bir türkü gibi yankılandı içimde,
her mısrada biraz daha sen,
her kıvrımda biraz daha ben,
eksik, tamamlanmamış, yarım bırakılmış bir öykü.
Bir sigara yakar gibi,
bir çay demler gibi bekledim seni.
Gözlerim, şehrin ışıklarında bulandı,
kaybolmuş bir harf gibi düştüm şiirin arasına,
her satırda biraz daha yitim,
her sözcükte biraz daha sen.
Oysa biz, bir parkın bankında oturmuş,
gözlerimizde biriken yağmuru sayarken
unutmuştuk zamanı,
ne saatler vardı, ne de şehrin o sert nefesi,
sadece senin o küçük gülüşün,
bir de her şeyin ötesinde
o kırık dökük sevdamız.
Şimdi bu koca şehirde,
bir tek sen eksiksin,
bir tek senin gülüşün kalmamış,
bir tek senin sesin susmuş duvarlarda.
Bir başkasının suretine takılmış gözlerim,
ama hep aynı yara, hep aynı hatıra,
bir sokak lambasının altında,
bir daha asla dönmeyecek birinin adı.
Ve ben, bir şairin yarasında kaybolmuş,
bir eksik şiirin dizelerinde
seni bekliyorum hâlâ.
Kayıt Tarihi : 23.9.2024 14:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rüstem Badıllı 3](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/09/23/bir-sehir-yarasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!