Bir Şehir Ki
Seni düşünmek bir savaşın yakıcılığında,
Kilitbahirde bir top eşliğinde
İskelede bir fener,
Yaşamıma yansıyan gözlerinde.
Elleri kana bulanmış çocukların masumiyetiyle sana sığınmak
Bir bedene ne sığabilirdi ki?
Bir toprağa kaç kurşun yağardı,
adresi teslimiyetsiz kör kuyulara.
Gülmeyi unutmuş iklimlerde bir bahar kırılganlığı,
Bir tarih geçti üstünden rüzgâra direnen dalın telaşında.
Gölgeleri seçtiler hilallerde.
Bir şehir ki denizin rengi kırmızıya çalmış.
Yarenleri arkada bırakıp taş kesilmiş bir ustura yakıcılığında.
Etraf kan, tarihten gelen
Bir şehir ki atın mucizesiyle yıkılan.
İşte Çanakkale tarihten gelen, içine kardeşliği yücelten
Birliği bir ruh, toprağa kök salmış.
Et tırnak gerçeğinde.
Bak sana bir tarih yatar seni bıraktığım yerde
Ellerim buz kesmiş,
Seni seviyorum, dedim.
Ali çavuşun cesaretiyle
Bir kelebek ömrü yaşamları
inatla
İmanla yüreklerde birleşen
Türküler çığırıp gönüller deşen
Nasıl anlamadılar ki,
yağmur yağmasa da bulut, topraktan vazgeçemez
Nasıl anlamadılar ki
O ruh o bedende dururken
Bir yürek, savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum derken;
Top patlar, bedenler serpilir.
Ardında kanamış bir toprak,
Yazılmış bir destan kalır,
Sana kavuştuğum yerde.
Bir şehir ki gündüzün geceye buluşmasında süzülür renkler
Kor ateşler gibi kordonda.
Sallanır bir incecik, sırma saçlı
allanmış yüzü elma şekeri
Gülleri kıskandıran o sevimli gülüşü.
Birden gözlerinde sönen kelebek ışıltısı,
Sonra
Bir iklim kırılır
Resimler devinir içimde.
Gülden bahçelerin ayyuka gösterimlerinde
Bir şehir ki anlatmaya yetmez kelimeler.
Tükenir dilim resimlerin çözüldüğü yerde
ve
Zeytin dalından gemiler geçer,
Üşürüm.
Kayıt Tarihi : 13.1.2009 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!