Sakın beni düğün dernek şenlik şölen piknik panayır organizasyonlarının tam ortasında görüp de sevinçten havalara uçtuğumu sanmayın. Geçtiğimiz yıl 15. Şebinkarahisar Turizm Kültür Şenliklerini 15 kişi ile bir Karadeniz derneğinin toplantı salonunda kutladık.Aziz Nesin kemal Tahir Mehmet Emin Yurdakul Stkı Akozan Mehmet Emin Ertem gibi büyük usatalar aklıma geldikçe mevcudurumlara ağlamamk için zor tutarım kendimi.
Siz günübirlik yaşayanların cümlelik sözcüklerle cart curt nutuk atarken bir yandan da kravatlarının ucuna takıldıklarına fazla takılmayın.Her şey ortada plansız projelerle taslağı bile olmayan tasarılarla heyelanlı alanlar üzerine kondurulmuş çok katlılarla atar tutar yatarlar.Herşeyi onların bildiğine inanmayıp kardan adamlar diye bağırarak şaplağı indirdğinde bir daha seni armazlar sormazlar ve de ortamlarında seni senin gibileri hiç görmek istemezler.
Şebinkarahisar'a vardığımda Kadıoğlu'nda, Köprübaşı'nda Abdi Beğ konağının bahçesinde gölayağının dibinde bir Şebingülü bahçesinin ortasında bir kaç saat oturduğumu hatırlamıyorum. Sirkeci Rafet, Asim Silahçı, Metin Teker, İrfan Tuncer, Ali Takmaz ile gene görüşemiyeceğim.Bu defa. Gürünlü gibi onlarca baba dostu dualarımızda yaşayacak artık.Muhtar Cafer Öztürk ve Alim Öztürk ile Şebinkarahisar Vilayet Meydanı'nın kenarındaki Kınıklılar kahvesinin altında Kayabaşı, Kınık Obası sohbetleri yapamıyacağız bir daha.
Her köyümüzden her mahallemizden bir yakınımız Hakk'ın rahmetine kavuştuğu için vaktimizin büyük bir kısmı başsağlığı dilekleri ile değerlendirilecek.Ömer Kuzucu ile cami ağlusunda Tarık Eroğlu ile evin önünde Murat Akyüz ile Cemiyet Kıraathanesinin köşesinde hasret gideremiyeceğiz daha..
Bir yandan da fitne fesat entrikalarla hikmet'i etkisizleştirmek isteyenlerin başlarını kaldıramıyacak durumlara düştüklerini öğreneceğiz yerel gazetelerden ama havaya girmeyeceğiz.Yine tüm hemşehrilerimizi Şebinkarahisar Sevdası ile bağrımıza basmaya kadın erkek tüm canlarımızı Allah rızası için saymaya devam edeceğiz.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
dostum bu ne kırgınlık, çok acı öfke demeyeceğim, tütsülü bir serzeniş. ve nazım ile nesir duyguda kırgınlıkta sözü bir etmişler. İkisinde de dokunduğu yeri bilen kalemin imzası var. kutluyorum sunumunu ve alkışlıyorum duyarlılığını. Benden kucakdolusu sevgiler selamlar.... ***10***
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta