ı.
sondan başlanarak yazılan
ucuz bir şiirdi onların hayatı
ıı.
aniden kesildi radyodaki bembeyaz türkü
ciddiyeti, apoletlerine tutunan soğuk bir ses
uğursuz bir cızırtıyla döküldü:
“savaş” deyip yutkundu, “savaş başladı”
ürkek ve tedirgin, duvarları kömür isine batmış bulvarın
lambası altında toplandı herkes
- türküler karardı
ııı.
temelsiz sevinçler felaketleri çağırır:
bayraklar çıkarıldı sandıklardan ve cilaya batırıldı,
listelediler feda edilecekleri
sipariş defterlerinin ardına on bir sayfa
boyunlarında cevşen, gözlerinde nazar, alınlarında
kurban kanı
terk etti bütün delikanlılar bir bir
atölyeleri, kahveleri, tarlaları ve okulları
kendini kırlara atan bir sınıf gibi tenhalaştı şehir
ıv.
hastalıklı bir nehir otoban, beton rengi akarak:
balkonlardan sallanan mendillere boyun büküp
dalgakıranın üzerine tek sıra dizildiler,
saçları sakalları sıfır tıraşlı
gökyüzü bakıra çalmıştı, uykusuzlardı
uzatılan, üzerlerine fırlatılan çiçek yığını ile
baharı işgal etmiş acemi bir orduydular sanki
yürekleri çağlayan su, güneşi armağan eden bir hava
haberi alınmış pusu, yürekleri ekside kaynayan bir
tutam cıva
v.
madde acıyı bilmez, madde tanımaz hasreti:
kadınların gözyaşlarıyla kutsanan bu taburu
yüklendi ve köpük saçarak uzaklaştı ıskarta yeşil gemi
uzaktan el sallandı bacanın tükürdüğü siyah dumana,
askerlerin bıraktığı boşlukta
hiçbir şey yapmayarak debelendi kalabalık bir süre daha
vı.
savaşın tarihini askerler değil, geride kalanlar yazar hep:
oğulları dönebilsin diye sağ salim
ağaçlara çaput bağladı, dallara renk bağışladı
dilencilere sadaka, güvercinlere buğday tanesi anneler
çocuklar, yaz tatilini bekler gibi
iştahla beklediler savaşa giden ağabeylerini
gazoz kapaklarını
ve kulaklarını paslı raylara dayayarak,
yağmur doğuran bulutları
elleri siper, iç geçirip gözleyerek
vıı.
deniz her yerde deniz:
her yerde yaka paça taze yosun kokusu
ufukta boylu boyunca görünen yeşil gemiyle birlikte
ıslık sesleri, uğultu, katrana bulanıp tutuşturulan ilk
çığlık
gidenlerin son defa göründüğü dalgakırana yığıldı
gidişi prova eder gibi,
karşılamaya da aynı yere çıkan yaralı kalabalık
vııı.
deniz her yerde aynı deniz:
ölüm, her evde ayrı bir dehliz
ıx.
bir savaşın otopsi raporu bu:
bireysel hiçbir zırva ile tanışmadan
ve kendini boşluğa bırakır gibi sarhoş,
bir kızın saç tokasını çözüp sevişmeden
ölümle tokalaştı bu delikanlılar
x.
yıkım, evladını mezar taşı ile takas edenin ihtisası:
mermer tozları arasından geçerek
babalar, toprağa ektiler
tabut yüklü gemiden indirdikleri
paramparça bedenlerini çocuklarının
daha fazla kirletmesin diye yeryüzü,
yerin altına istiflediler savaşın değersiz piyonlarını
xı.
gözyaşlarıyla kutsanan her can, ağıtlarla kazınır
hatıralara:
gözyaşlarıyla kutsanan bu tabur,
ağıtlarla uğurlandı gene
soluk, şimdi dallardaki her bir çaput
ve ağabeylerini bekleyen çocuklar
biraz daha büyük
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 14:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.