-gidip unutanlara-
I
geldiniz daha dündü sıcak bir eylüldünüz
gülüşten baharları muştulayan güldünüz
geceye ay sarıldı ve ısındı zemheri
karanfillerle geldi her bir günün seheri
gönlümün gökyüzüne ağan mavi yıldızlar
şimdi gizlenmek için sanki bir bulut arar
gök kubbe yıkılmadan artık gidemezsiniz
yeriniz neresidir, bunu siz bilmezsiniz
bir kapının ardında bırakıp bir dünyayı
her gün yeni hedefe gerildi yürek yayı
geçtiği her bakıştan silindi gönül pası
gönül yelkenlisinin sevgiydi tek rotası
bir damla karışsaydı boz bulanık sulardan
sanki bütün maviler silinirdi ufuktan
aynalardan öteye bakmadan görmezsiniz
ansızın bir dağ göçer, bunu siz bilmezsiniz
bir vedâ şarkısının bestesi yazılıyor
zamânın ellerinde notalar kan ağlıyor
toprağa elleriyle kenetlenmiş bir çınar
tut ki öyle kök salmış o gözler o bakışlar
her biriniz cândınız ötesi cânândınız
sevinç ve umuttunuz yârdınız yârândınız
nice yaralar sardı gülüşünüz sesiniz
farkında değildiniz, bunu siz bilmezsiniz
sesiniz rüzgârlara karışıp gidecek mi
zaman hâtıralara ihanet edecek mi
gelecek mi sulara düşen bir yaprak gibi
eylülde takvimlere koşan bir toprak gibi
belki haziranları unutacak tüm kuşlar
uzakları giyinip dağ aşacak bakışlar
bağlanır yollarınız belki hiç gelmezsiniz
oysa hep burdasınız, bunu siz bilmezsiniz
II
Bir elde hüzün yağmur, birinde umut çiçek
Son kuşlar da uçuyor bak geceyi biçerek
Yıl olan dakikalar hangi zamanda kaldı
Neden uçmakta günler saatleri kim çaldı
Bir ağustos boranı geçiyor üstümüzden
Ne olur köprüleri yıkmasın önümüzden
Karşı kıyılarında kalsak da biz bu nehrin
Uzakları dinleyin sessizliğe ses verin
Yollar hep aynı yoldur değişenler yolcular
Kiminin izi derin kiminin hemen solar
Anlamaz ki gidenler geride kalan kadar
Vedâ nasıl bir kordur nasıl derinden yakar
Sis çöker yavaş yavaş mâzi bir hayâl olur
Yüzler değil sadece isimler unutulur
Bu değişmez kanunu, bir gerçeği hayatın
Gönlünüzde var olan sevgiyi tek yaşatın
Günün sonu akşamdır ve akşam hüzün biraz
Sokaklarda bir rüzgar unutmayı uyutmaz
Fotoğraflar içinde gülmeye özensek de
Ay tutulmuş gecedir içimizde bir ülke
Hazan penceresinden nice bahâra baktım
Aynalar olmasaydı sizi ben sanacaktım
Göz değmemiş gözeler gibi hep berrak olsun
Yüreğiniz sevgiyle göklerde bayrak olsun
“Siz”ler mi kimlerdiniz, kelime bulamam ki
“Siz”ler ben olmadıkça bunu anlatamam ki
Sayınız yüzlerceydi farklı farklı adınız
Özge bir varlıktınız bir’diniz “insan”dınız
Bu öyle bir pınar ki içtikçe susuyorum
Gönlümün sesidir bu ben artık susuyorum
Yolunuz açık olsun iki cihanda gülün
Kokusu daim olsun yüreğinizdeki gülün.
Hâmiş
Aşkın denizlerinde hiç böyle boğulmadım
Ben en güzel yılları bu bahçede yaşadım
Bir damla su verdiysem, çiçeklerden muradım
İki tarih, bir çizgi, soğuk bir taşa adım
Yazılır, silinerek yeryüzü defterinden
Duyulursa dağlardan geçen bir kuş sesinden
Sadece bir “Fatiha” beklerim rüzgârlara
Salınmış, gönderilmiş, o özge çiçeklerden...
Kayıt Tarihi : 1.9.2005 14:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aynalar olmasaydı sizi ben sanacaktım
Sayınız yüzlerceydi farklı farklı adınız
Özge bir varlıktınız bir’diniz “insan”dınız
Aşkın denizlerinde hiç böyle boğulmadım
Üstteki dizeleri şiirinizden alıp yapıştırdım.
Antolojide 'veda' şiirleri arıyordum, tıkladım, popülermiş birkaçı, okunacak tarafları yoktu.
Sizinki kıyıda köşede popülaritesi olmadan arz-ı endam ediyordu,
Uzuncaydı epeyce, ne yalan söyleyim birkaç dize atladım
Ama kısaların tamamını okudum da ne buldum
Bu şiirin her dizesinde bir hoşluk vardı...
Aşkın denizlerinde boğulmanız dileğimle.
gönlünüze, ellerinize sağlık.
Hasan Akçay'ın öğrencisi olmak ve bu şiirde 'gülüşten baharları muştulayan gül' olmak ve yine bu kadar güzel mısralarla anlatılmak benim için bulunmaz bir değer. Teşekkür ederim hocam.
TÜM YORUMLAR (3)