Bir Sandal Buharlıya Firar Etti

bir hüzzam nağme düzen veriyor akortsuz gönlüme
bozuk bir mayıs akşamı hava demir dalında bahar
dalgalar poyraz makamından coşmuş köpürüyor
mavi konağın demir yazgılı odasında bir münevver hanım
sesi bozgun hicranını detone söylüyor

tam üç ay oldu hüsrevim tam doksan yerimden bıçakladı zaman
ne atının nalı ne faytonunun çıngırağı vermiyor şifreli bir haber

doksan yaradır münevverim kendi kanıma meraklıyım
ezanlara umarsız salalara müptela yaşamaktayım

üç ay önceydi konağa gözleri tıslamalı görücüler geldiydi
pencere kenarına çağırdılar münevveri
bak bu hulusi bey pederi süvari mülazım-ı evveli
münevver celladına baktı: sakalı karaçalı yumağı
suratı kangren gölek deri tutmuş manasızlığı

bir gece düğün dernek pınarın denize yolu boğazlandı
karganın altındaki akgüvercin gözünden bir “neden? ” göğe saplandı

o gece yıldızlar karanlığa direniyor titriyor direniyor
hüsrev bey dolunaya bakıp geceye ileniyor:
kapa münevverim kapa gözlerini
karanlık istila edecek gözbebeklerini

bozuk bir mayıs akşamı hava demir dalında bahar
bir sandal gizlice buharlıya firar etti
eğlenmeyin aman tez demir alın marmaradan
bu uğursuz bulutlar namus cinayetine üşüştü
karga lisanını bilirim ben
ilk ışıkla sizi jurnal edecek mendeburlar
dikkat edin boğazın akıntısı marmaradan yanadır
marmara devlet-i aliyyenin ajanıdır
karadenize dümen kırın delidir ama delikanlıdır

yıldızlar titriyor titriyordu yıldızlar geceye direniyordu

(04 mayıs 2006, bandırma)