Bir Sancağ-ı Şerif Altında

Şerife Çoban
76

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Sancağ-ı Şerif Altında

1.
Bugün yine seni gördüm düşümde İsmail,
uyandım kan ter içinde.
Senin elinde silahlar vardı bin bir çeşit,
bir mayın patlatıyordun dağda,
onlarca İsmail şehit.
Eline kardeşkanı bulaşıyordu,
sen zafer çığlıkları atıyordun,
çılgınca gülüyordun üstelik.
Sadece ikimiz kalmıştık en son,
Ben seni takipte, sen bana pusuda.
İkimiz de yorgun, amansız bir mücadele içindeydik;
üstümüz başımız kirli, elbiselerimiz delik…
Senin gözlerinde kin ve nefret, benim bakışlarımda intikam ateşi;
bir kez fitne araya girerse İsmail, vurur kardeş bile kardeşi.

Bitmeyen bin yıllık bir kavganın içine düşmüştük,
ben sana öfkeli, sen bana hınçlı.
Sen bana vuruyordun bütün azanla,
ben sana vuruyordum insafsızca.
Sana her vuruşumda ben acıyordum,
bana her vuruşunda sen kanıyordun.

Karardı yer, dağlar, gök kubbe karardı;
analarımız Kürtçe-Türkçe ağıtlar yakıyorlardı.
Eşlerimiz çoktan çerçeve yapmıştı gözkapaklarını,
peyderpey yağan kış yağmurlarına.
Güneş ışığını kapatmıştı, mahkûm etmişti bizi bir kızıl guruba.
Çocuklarımız bir göç telaşı hazırlığında,
adını bile bilmedikleri uzak diyarlara.
Gözlerinde acı bir seğirme
ve neyyir bakışlarıyla; sersefil düşmüşlerdi yollara…

Bu iç çekmeler, bu sızlanmalar bizim,
Acı bizim, esaret bizim, göç bizim, yıkım üstüne yıkım bizim!
Fısıltılar, kahkahalar, eğlenmeler; bizi bize düşürenlerin,
mağara devrinden arta kalan insancıkların,
keyifle içkilerini yudumlayıp, ellerini ovuşturanlarındı.
2.
Sızlayarak, inleyerek uyandım,
kaç gece dualar ettim teheccüdlerde.
Halkımı ezansız, vatansız, bayraksız bırakma diye,
O en yüce olan Allah’u Azimüşşan’a doksan dokuz ismiyle.

3.
Dön de bir bak tarihine İsmail,
gelecek günler, geçen geceden farklı değil.
Ne zaman güçlense bir Osmanoğlu,
çöker ağır bir bulutun gölgesi üstümüze doğru.
Sonra durmadan akar kanlar, susmaz silahlar.
Yıkım üstüne yıkım, acı üstüne acı!
Bir mümin kardeşim şehit olur da;
dünyada herkes kör olur, sağır olur.
Bitmez Asya’da, Ortadoğu’da sancı.
Sana öğretilenler yanlış İsmail,
doğruluk lafta; barış, kardeşlik ağızlarda,
gönüllerde değil!
Gel vazgeçelim kavgadan, gömelim silahları;
Savaşmak habis, savaş yıkım, savaş hakir.
Tek gerçek var önümüzde, ellerimizin bağlanacağı zincir.

Sen meşrıkta doğmuşsun,ben mağripte doğmuşum ne çıkar,
Bizim ortak bir tarihimiz, akrabalıklarımız, komşuluğumuz var.
Sen “ben” dersen, ben “ben” dersem İsmail;
Bu haçlı güruhları bizi rahat yaşatmazlar.

İkimiz de aynı vatanın İsmailleriyiz,
bu dünya denen, büyük perdeli sahnede.
Ölen de öldüren de biziz,
İkimiz de kurbanlık olmuşuz bu güzel ülkede.

Sen istersen biter bu kavga;
ben tutarsam elini, sen tutarsan elimi
Kıramazlar zincir de vursalar,
bölemezler ülkemi.

Kardeş kardeşe kıymaz İsmail,
kardeş kardeşi öldürmez.
Bir kez bulaştı mı kardeşkanı eline,
silinmez lekesi İsmail, silinmez.

Nice badireler atlattık seninle,
nice kanlı savaşlardan geçtik.
Birlikte kuruldu bu yüce vatan,
Biz hep kardeş olmayı seçtik.
Kaderimiz bir, acımız bir, sevincimiz bir,
Ülkemizi yıkacak olan kavmiyetçiliktir.
Bu ülke sana da ait, bana da ait.
İnanmıyorsan tarihine bak, Çanakkale en büyük şahit.

Kirli dolapların döndüğü bu günde, çevrene, dünyaya bir bak, gör.
Neler oluyor ülkemde, neler dönüyor!
Neden hep biz kavgalıyız hiç düşündün mü?
Neden hep bizim analarımız ağlar?
Yılan hikâyesine dönen savaşımızda; bu kavga kime yarar?

Bitsin artık bu kavga, bu çile bitsin.
Mısır’dan, Suriye’den sonra sıra bize mi gelsin?
Bizde vefa borcu var da onlara açtık kucak,
Ya bizlerin yardımına hangi ülke koşacak?
Göç eden kardeşimi istemez bütün dünya,
Tek ensarız muhacire görüyorsun sen de ya.
Vatanımı çevirmiş içten dıştan hainler,
ülkemi bölmek için senaryo üretirler,
Menfaatleri için kul önünde eğilir;
Bir defa Allah için secdeye eğilmezler.

Bizi kardeş sayıp da birleştirmiş yaradan,
kaldıralım İsmail ayrılığı aradan.
Tek yürekte atarsak yardım gelir Hüdâ’dan.
Bir olalım, birlik olalım, kardeşçe yaşayalım;
Her taşı mücevher bu cennet vatanda.
Bir sancağ-ı şerif altında,
daima, daima, daima.

Şerife Çoban
Kayıt Tarihi : 22.2.2016 14:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şerife Çoban