Leylak zamanıydı
Uzanabildiğim dalların birinden
İzin alıp ağacın gövdesinden
Kopardım incitmeden
Sana getirdim
Çok severim dedin leylakları
Bir vazo bakındın
Güldün haline
Sordun ya öyle sevecen
Kavanoz olur mu?
Eflatun giydiriyordu gök yeryüzüne
Özgürlüğün soğuk mayası irade çoğaltırken
Dondu bakışlarımız aniden
Güneş tutulması gibi
Kuzey rüzgarları esti pervasız
Giysinin ince dokuması arasından
Süzüldü tenine
Titriyordun
Ne çabuk geçti vakitler
Hayli zaman oldu
Dün kadar yakın
Hatırlıyorum
Çıkmamış yüreğimden
Her anı kül olmadan önce
Yanarmış içten içe
Taze tutmuşum
İçe akan yaşlarla
Tutuşmasınlar diye
Buğulu bakmışım cam gözlerden
Çayırlar üzerinde sis gibi
Hislerin saklısı hakkında
Söylenecek söz çok
Kimse yoktu senden başka
Kördü düğümler boğazımda
Leylaklar her açtığında
İklimin renk temaşesine
Sesini salmış
Şarkılar söylüyor
Kadın
Ceylanlar otlandığı yerden başını kaldırmış
Dinlemek için
Doğa anayı kutsuyor
Gün ışıkları
Sıcaklıktır yüreklerde paylanan
Ritmine uyumlanıyor ırmaklar akışında
Birbirine çarptıkça çakıl taşları
Asil ruhlu atların
Toynaklarında
Yeleleri dalgalandırırken rüzgar
Çoktan vardı sular
Gölgesi düştü göle dalgaların
Leylak zamanıydı
Uzanabildiğim dalların birinden
İzin alıp ağacın gövdesinden
Kopardım incitmeden
Peşinden gittiğim hisler
Seyrinden
Bir kavanoz
Bir sen
Bir salkım leylak
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!