Gönderilemeyen mektup II
Ne yazık ki neşeyi, sevgiyi ve heyecanı paylaşmak kolaydır. Zor olan acını dibine düştüğünde dibe yalnız vurmak koyar adama. Gece hesaplaştığında yüreğinle, göğüs kafesine tarifi mümkün olmayan bir hançer saplanır, bakarsın yanındaki yastığa boştur, hançeri yüreğinden söküp atmaksa daha zor. Ne yarana dokunur ne dokundurursun. Hüzünse hüzün, aşksa aşk, gözyaşı da istersen senin için ağıt yakmaktayım.
Öylesine acıtır ki seni düşünmek içimi, seni düşünmeye korkarım…ve….Sigaramın son nefesini çekerken içime söndüresim gelir yüreğimde ki yangını.
Suçum sevmekmiş yalan dünyada varsın olsun be güzelim gözlerin yeter bana. Hüküm giymişim cezam müebbet, affı ve tarifi mümkün olmayan acılara düşmüşüm, İsterim ki güneş doğduğunda ufukta riyasızca yeniden, ziyaretime gel açık gönlümün kapıları sana…bir gülüşün bir bakışın yeter bana on dakikalık ziyaretin, senin olmadan ölmeye değer bu dünyada.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman