Bir saçak altında olmak

su birikintileri gibiyiz
çoluk-çocuk
saçak altlarında her birimiz
yağmurda
yakalandık apansız
yüzlerimizde endişelerimiz
hiçbir yerde rastlanmayan bakışlarımız
ne kadar yorulmuşuz
bir bir geziniyorum
duruşlarımıza bakarak
tanışmayalı çok zaman olmuş
görmeyeli
nasıl da ürkek sessizliğimiz
hadi konuşun biraz
cesaret edin
biliyorum çok kimse konuşacak
konuşsa birimiz..
bakıyorum bir bir yüzlerinize
alışveriş çantasına sık sık bakan kadın
neyin tedirginliğinde..?
göğsünde kitapları üniveristeli
toz-penbe hangi düşleri
sırf bıyık dolu suratı adam
neyin ispatında
iki küçük çocuk yarım kalmış
şekerleri ıslanmış
fötr şapkalı ceketli emekli
maaş çekmeden geldiği belli
fırsatı kaçırmayan simitçi
çıtır..çıtır..
yanıyoorr..yanıyooorrr akşam simidiiii
'..ver oğlum sıcak mı..?
fırından annem...taze simiiitt
oğlum bunlar sıcak değil...! !
annem hava yağışlı..sıcaklık kalır mı..? ..'
'..badem yağlı bol cilalı..
boyyalım abi..abi fırça atalım..'
yaaa…durmadı otobüs
dolu dolu geçiyor minibüs
“anneee üşüyorum..
babaa ıslandım..
oğlum samandıra geçtimii..
127 topkapı ne zaman..?
ve gökkuşağı
kesilen yağmurla başlayan umutlar
Tek tek dağılıyoruz
özledik evlerimizi
özledik işlerimizi
hadi yürüyelim...hadi hayata bir daha
gülümseyelim
birbirimizi yeniden farkediyor gibi
bakıştık
keşfe çıkar gibi adımlarımız
önce ürkek, sonra
her şey kaldığı yerden
su birikintileri
kirli
inceden vuruyor
serinleyen hava
bir çay içimi dursak
içimizi ısıtsak
diyorum…

Mustafa kaya
23.06.2006 / Üsküdar
www.mustafakaya.net