Seni hiçbir fotoğraf anlatmaya adem
Yine de her diri için solan yaprak.
Dalları dahi kırılmaya yüz tutmuş,
Dedim ya öyle bir şeydi işte ay gibi.
Belki her şey sen gibi farksız,
Farklılık yok saymaya.
Sadece nefes alan bir şiir gibiydi.
Her zaman görmeye, göz değildi bu
İlk kez gören gözün yürek sancısı.
Daha çok yeni bir ılıyan mevsim, içime yağmurlar dahi yağdıran
Nilüfer, tek bir Mahsa anlatır oysa seni.
Hangi kapıdır ki gelişini bir bilsem ah..
Her hazan mevsimi gelir misin?
Yoksa kendini sakladığın bir yürek için daha kaç mevsim bekleteceksin?
Şimdi gelmek vaktiyse, üşüyen yaramı en sarmaya ihtiyacım olduğu vakit.
Bir de seni öyle gözlerim açıkken değil, kapalı pencereler ardından görmek;ruhunla dans ederken..
Aşkın en sade hali ile göründün işte
İstemeye gör her vakit artık gülümseyen dudaklarıma düşüveriyorsun...
Bana en güzel sırrını verdin.
Mahsa, ay yüzlü güzel
Rakseden zamanın en güzel ellerine sahip eşsiz ruh,
İstesem gelir misin?
Fakat bu kez hiç gitme.
Nasıl bir merhem ki, damlanın çiçeğe can veren yağmur tanesi gibi.
İçim geçtikçe, akacak durmadan yağmur özün
Yeni bir hasret oldun oysa ki gönlüme
Yalnızlığı içine akıtan asuman, merhamet bekler.
Mahsa bir kalem de sen al ve yaz,
Zira yazı sendin, öyle gösterilmiştin.
Hayır, şafak değilsin bilakis tan,
Aynı yüreğimi aydınlattığın gibiydin.
Sonsuzlukla bahşedilen ruh, kaç mevsim güz daha sensiz seni bekleyeceğim?
Hani her ruhun bir eşi vardır,
İşte o sensin Mahsa.
İçimde nilüfer açtıran, elimdeki yalnızlığı;yalnızlığın biriktirdiği vadilerin en berrak sularında toplayan,
Ne zamandır şelaleye çığır açışın?
Simasına hiçbir buğu bulaşmamış,
Berrak bakışlı yârim, ne kadar da temiz bakmıştın öyle.
Hiçbir bulutun kirle doldurmadığı bir yağmur gibi gözlerin ve güze baharı bahşeden sevgili…
Nedendir bilinmez, ara verdikçe hayata ;seni daha fazla görmek şiir satırlarında, gerçekte görmekten daha heyecan verici geliyor.
Uzun zaman önceydi, aldığım bir serum vardı.
Rengin en güzeli kırmızı olan eşsiz çiçek,
Onun tadında bir yağ idi, evet bir gülün yağı.
Her gün kıpır kıpır akan kanın damarına sürerdim.
Fakat bu kez en çok senin o damara bir öpücük kondurmanı istedim.
Ki kırmızı rengin en berrağı senin dudaklarından olsun diye.
Şimdi yine serinlik kapladı içimi yoksa virane bahçeye gül ekmeye mi geldin?
Hem de hiçbir dikeni, yaralamayan,
Söylesene bunun tohumu nerededir?
Sanırım onun tohumu acı fakat kökü senden bitiverdiği sürece hiç kanatmayacak gibi…
Kayıt Tarihi : 10.11.2021 14:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
.
.
Çokça tebriklerimi bıraktım......
Çok teşekkür ederim ??
TÜM YORUMLAR (3)