Bir ruya gibiydi ömür ustadim

Bir rüya gibiydi ömür ustam
Bakıyorum da dört mevsim gibi hayat
Çocukluğumuz illa bahar gibiydi
Hep kuş sesleri rengarenk açan çiçekler
Uçsuz bucaksız di bozkırlar
Gökyüzünde oynaşan bulutlar
Yamalı elbiselerimiz naylon ayakkabılar
Uçurtmaları mız vardı esmeyen rüzgarda koşmaları
Bir kaç gazoz kapağı bir kaç misket
Tüm meyve bahçeleri bizimdi al alabildiğin kadar
Siyah beyaz televizyonlar birkaç filim
Bir rüya gibiydi ömür ustam
Gençlik çağı yaz
Elbiseler ütülü Ilıcak
Ayakkabılar kıyak
Yeni yeni bitiyor sakallar
Bak parfüm diye bir şey yok
Sürülür tütün kokulu kolanyalar
Saçları limonla taramak
Geniş yakalı gömlekler
İspanyol paçalar bayrak gibi saklanırdı yürürken
Aşk olmazdı bizde usta içten içe severdik
Mahallenin tüm kızları aileden sayılırdı
Büyüğe hürmet küçüğe sevgi
İyilikte bir tatlı rekabet vardı
Öyle uzun uzun sohpetlerimiz
Arada birde mahalle maçları
Kaçamak gittiğimiz deniz yüzmek için
Bir rüya gibiydi ömür ustam
Yaş otuzu seviyesini
Yarım kalan hayelerimiz oldu
Hayatta her şey için bir bedel ödedik
Geceleri düşünceler dalıp durduk
Binlerce hesap başladı hayata dair
Kahpelikleri gördük sahte dostlukları
Kalabalıklaşti etrafimiz yüksek yüksek binalar dikildi
Ve biz yanlizlaştik gün ve gün
Bir rüya gibi ömür ustam
Sanki hayat dört mevsim gibi
Şimdilerde kışları yaşıyoruz
Her birimiz bir köşede
Yaprakların dökülmesi gibi
Bir gözümüz kabirde