Cumhuriyet denince nedense
Hep bir kare resim canlanır gözümde:
Bozkırın ortasında,
Kağnı arabasının üzerinde çocuklar
Ellerinde ay yıldızlı bayrağım
Savaş yorgunu köylüm, vatandaşım
Ak sakallı dedelerim, aydınlık yüzlü analarım,
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Harika bir şiir, harika bir kutlama. 'Şairce kutlama' böyle olur işte.
Bazı resimler vardır, kazınır hafızalara... Her bakışta dünyalar anlatır. 'Kurtuluş Mücadelesi' ile başlayan 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti' ile sonuçlanan koca bir tarih siner içine.
Çok güzeldi şiir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun Naime Öğretmenim. Selam ve sevgilerimle...
Kurtuluş Savaşımızı adeta 'yeniden' yazar gibi..
Zaferi coşkuya, coşkuyu Cumhuriyetin kuruluşuna katar gibi okuduğum ve uzunca yazdığım yorumumla yeniden sayfadayım..
Bir kez daha kutluyorum Değerli Öğretmenimi ve bayramımızı..
'Evet, 'Biz Cumhuriyeti Böyle Kazandık...'
'O, Samsun'a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, yağlan eriyip kemik ve sinir kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. O'na sordu:
- Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını çelik yay gibi selamladı.
- Söyle niçin ağlıyorsun?
İç Anadolu'nun yanık yürekli çocuğu içini çekti:
- Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim?
Kemal Atatürk, er'in omzuna elini koydu:
- Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.'
Ya... Birileri silahlarını alıp, 'hadi gidin' demişti... Gidin dediklerinin toprakları işgal edilmiş, köyleri basılmış, namusları kirletilmişti!
Hatta bununla da yetinilmemiş, işgalci Yunan askeri için 'hilafetin askeridir, karşı konulmaya' diye fetvalar çıkarılmış, İngiliz uçaklarıyla havadan bildiriler atılmıştı!
Kurtuluş Savaşı sadece 'açık düşmana' karşı verilmedi, içimizdeki 'gizli düşmana, işbirlikçilere' karşı da verildi!
İsyan edip, düşman saflarında yer alanlar! İngiliz Muhipleri Cemiyetine girenler! Kürt Teali Cemiyeti adında ayrılıkçı/bölücü cemiyetler kuranlar! Hınçak ve Taşnak teşkilatları ile çeteleşen, bastıkları köylerde hamile kadınları bile acımasızca öldürenler!
Biz cumhuriyeti öyle kolay kazanmadık... Kendi yurdumuzda sanki yabancı bizdik, bizdik asi! Başkaldıran bizdik... Gıyabında 'idam fermanı' verilen ve her yerde aranan asilerin başı Mustafa Kemal'di!
Şimdilerde birileri bazen açık, bazen 'karnından' konuşmasın! Çıkıp, 'Kurtuluş Savaşı diye bir savaş olmadı, hikayedir bunlar' gibi safsatalar üretmesin! Birazcık zahmet edip, oturduğu 'ceylan derili koltuktan' kalksın, TBMM'nin arşivlerine bakıversin!
Acaba Tekalif-i Milliye Emirleri 'laf olsun' diye mi çıkarıldı! Cehaletlerinin boyutunu biliyoruz ama hasbelkader seçilip geldiği o meclisin 'Milli Meclis' olduğunu bilmiyor mu? Kurtuluş Savaşını o 'Gazi Meclis'in' yönettiğini de bilmiyor mu!
Ben buraya alayım Tekalif-i Milliye (Milli Yükümlülükler)Emirlerini, hala bilmeyenler varsa okusun... İnanmayanlar da bir zahmet Vikipedi'den bakıversinler...
Tekalif-i Milliye Emirleri
'Tekâlif-i Milliye Emirleri, Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktalarından olan Sakarya Meydan Muharebesi öncesi ordunun ihtiyacını karşılamak ve Sakarya Savaşı'na hazırlanmak için Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın kanunla kendisine verilen yasama yetkisini kullanarak yayınladığı 'Ulusal Yükümlülük Emirleridir'. 7 Ağustos 1921'de yayınlanmış olup toplamı on maddedir.
1.Her ilçede bir tane Tekalif-i Milliye Komisyonu kurulacak.
2.Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.
3.Her aile bir askeri giydirecek.
4.Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
5.Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
6.Her türlü makineli aracın %40'ına el konacak.
7.Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20'sine el konacak.
8.Sahipsiz bütün mallara el konacak.
9.Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.
10.Halkın elindeki araçlar bir defa olmak üzere 100 km'lik mesafeye ücretsiz askeri ulaşım yapacaklar.
Tekalif-i Milliye Emirleri' 7 ve 8 Ağustos 1921 günleri yayımlanmıştır ve on emirden oluşmaktadır. 'Tekalif-i Milliye Emirleri' çok kapsamlı olup bir taraftan aynı vergi mahiyetindeki uygulamayı içermekte, diğer taraftan da hizmet vergisi mahiyetindeki uygulamayı öngörmektedir.
1.Her ilçede kaymakamın başkanlığında malmüdürü ve ilçenin en büyük askeri amiri ile idare meclisi, belediye ve ticaret odalarının seçtikleri üyelerden oluşan Tekalif-i Milliye Komisyonları (Milli Yükümlülükler Komisyonları) Kurulacaktır. Bu komisyonlara o yörenin Müdafaa-i Hukuk Dernekleri merkez kurulundan iki üye ile köylerde imamlar ve muhtarlar tabii üye olarak katılacaklardır.
Tekalif-i Milliye Komisyonları derhal toplantılara başlayacak ve hiçbir komisyon üyesine hizmetleri karşılığı ücret ödenmeyecektir. Ayrıca her komisyon iki ay süre ile askeri hizmetleri ertelenmek üzere altı memur çalıştıracaktır.
Tekalif-i Milliye Komisyonları, savaş ekonomisine giren ve Tekalif-i Milliye Emirlerinde belirtilen malları toplayarak kendisine bildirilen cepheye gönderecek, ayrıca bu emirlerin hizmet yükümlülüğüne ilişkin hükümlerini uygulayacaktır. Komisyon üyelerinden görevinde ihmal gösterenler, vatana ihanet suçu işlemiş sayılacak ve ona göre cezalandırılacaktır.'
İşte biz, cumhuriyeti bu şartlarda kazandık!
Eli, kolu tutan her Türk 'kadın, çoluk, çocuk' demeden cepheye alın terini, göz nurunu gönderdi... Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi askerini Türk Halkı, iki öküzünden birini Türk Ordusunun hizmetine veren 'aç, sefil' köylümüzle kazandık biz cumhuriyeti!
Tarihten bihaber olanlar... Hürriyet ve istiklal ne demektir anlamayanlar... Emperyalizmin karşısına Türk Kadının diktiği çarığı ile, yaşlı Türk demircinin yaptığı süngüsüyle çıkan Türk Ordusu'nun değerini nerden bilsinler!
Nerden bilsinler bağımsızlığın, özgürlüğün 'İNSANLIK ONURU' olduğunu! Kölelikten, esaretten, düşman çizmesi altında çiğnenmekten ancak ve ancak 'SAVAŞI GÖZE ALMAKLA', güçlü bir orduyla, birlik ve beraberlikle kurtulabileceğimizi nerden bilsinler!
Şiir, 'Kurtuluş Savaşımıza yazılmış' bir destan niteliği taşımaktadır...
Taktik/yöntem değiştirse de hala devam etmekte olan emperyalist tehdit ve tehlikeye bizzat maruz kalmış, işgal edilmiş topraklarımız üzerinde verilen amansız bir mücadelenin ve bu mücadele sonucunda kurulan Türk Cumhuriyeti'nin destanıdır aynı zamanda...
Çok iyi okunmalıdır...
Değerli Öğretmenimi ve anlamlı şiirini içtenlikle kutluyor, kendisine minnet ve şükranlarımı sunuyorum...
koruyabilirsek ne ala bize...değerini bilmemiz gerek.... bu duyarlı ve güzel şiir için tebrikler
Öyle bir zafer, öyle bir kazanım ki; hamurunda azim, birlik, beraberlik olan ve adı Cumhuriyet olan. Şimdi bize sahip çıkmak düşer, şiirimizle, yazımızla icap ederse de kanımızla.
İçeriğiyle, akıcığıyla çok güzeldi,
Tebrik ediyor, saygılar sunuyorum Naime hocam...
Cumhuriyet bir temeldir anlayana, taş üstüne taş konacaksa engel değil, taş koyduğunu sanıp küfredenler utansın. Duyarlı yüreğinizi usta kaleminizi kutlarım.
Yureginize saglik, 'serbest stil'den bu kadar guzel siirler cikacagina inandim simdi.
Ben Milli Mucadele yillarinda 1 damla emegi gecen herkese sonsuz sukranlarimi sunuyor, varolan her alemde, onlarin aziz hatiralarina sonsuz saygi ile biat ediyorum.
Kullerinden dogan bir yuce milletin evladi olmakla onur duyuyorum.
Yalancı değil gerçek dört baharının
bu topraklara nasip olup
ne anaların göz yaşlarıyla sulanarak
nasıl süregeldiğinin farkındamısın UNUTMAYALIM
SAYGILARIMLA
Şiirinize başlangıç satırları benimde gözümde 'Mustafa kemalin kağnısı' şiirini resimleştirdi. Cumhuriyetin ne anlamı anlama geldiğini, nasıl kurulduğunu bilenlerin içindeki o coşkuyu öldürmekiçin kimsenin gücü yetmez. Bunu bu çaba içinde olanlarda bildikleri için her geçen gün daha çok hırçınlaşıp, karanlık adımlar atmaya başladılar.
Tebrik ediyorum sayın NAİME ÖZEREN. Çok güzeldi, çok başarılıydı.
Nasıl unutursunuz, nasıl?
“ Ana ” dediğimiz vatan için
Kefensiz yatanları
Çizmeye karşı çarık
Tokluğa karşı açlık
Cesaretleri azık
Bir tas üzüm hoşafıyla savaşanları .........
İhanetin dik alası yaşanan şu topraklar ki her karışı şehit kanıyla sulanmış KUTSİYETİ olan VATAN topraklarıdır... Hain dışarıda değil koynumuzdadır; Bu Milletin ekmeğini yiyip de ihanet edenler elbette bedelini ödeyeceklerdir...
Güzel şiirinizi ve yüreğinizi kutluyorum. Selam ve Saygımla...++
Harikaydi..Sevgili dost..tebriklerimle..
Bu şiir ile ilgili 98 tane yorum bulunmakta