Omuzlarım da ağır bir yükle iniyorum, itiş kakış otobüsten.
Durakta otobüs bekleyen suretsiz insanların arasından kırılgan ve güçsüz bir şekilde, kimseye değmeden yürümeye çalışıyorum.
Sanki yanımdan geçen herhangi biri bir şekilde bana değerse, oracıkta yığılıp kalacakmışım gibi dirençsiz bedenimi zorla taşıyorum.
Hastanenin bahçesi gereğinden fazla kalabalık, genç yaşlı çoluk çocuk... Çocukların burada ne işi var? diye geçiriyorum içimden.
Ben çocuklarımı evde bıraktım, onları düşününce içimi sıcacık bir umut kaplıyor.
Evden çıkarken dedeme selam söyle demişlerdi.
Geçmiş olsun dediğimizi ki bu kısmı birkaç kez tekrarlamışlar dı.
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Devamını Oku
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.



