O Pazar Terinos’un canı sebze suyu istedi,
hava ayaz mı ayazdı, rüzgar esti.
Eskiden yağmur yağardı Kinidos’a hafta sonları
artık onlar da kesildi.
Yavaş yavaş sevimli ihtiyar pazara indi.
Rüzgarda ipi çözülen tenteler uçuşuyordu,
esnaflar akşam telaşında;
Alışverişe gelen teyze, amca ve bacılara veriyordu coşkuyu.
Yavaş yavaş tezgah üstü avizesiz lambalar da yanmaya başladı,
Pazar pazarının uğultusu mahallede çınladı.
Kinidos pazarı iki yokuş ve üzeri tenteli bir meydandı.
Tabelalardaki fiyatlar net, sanki pazarlık yasaktı.
Bir yeni Kinidos Lirasına sebze,
iki yeni Kinidos Lirasına meyve vardı.
Alışveriş için vakit bir hayli dardı.
Önce üç kilo portakal, iki kilo greyfurt aldı,
bir tane de turşu için büyük lahana seçti,
onu hanımı turşu yapacaktı.
Kereviz verelim amca dedi pazarcı
kerevize dayanamadı, canı çekti, iki kilo aldı.
Pazarcı delikanlı, amca bu turpları da al kalmasın dedi,
Terinos pazarcı delikanlının bir dileğini daha yerine getirdi.
Yaklaşık üç kilodan fazla yabani turpa bir buçuk lira verdi.
Maydanoz, ıspanak, kara lahana bile aldı,
bilmeden bir torba çürük limonu eve taşıdı,
evde yarısı çöpe atıldı, Keliternos;
“-Ucuz şey alma demiştim sana” dedi.
Epeyce havuç, yeşil salata, soğan ve artık hepsi tamam
eve zor taşıdı bunları.
Akşam yemekten sonra muhabbet başladı.
Ne muhabbeti mi? Sebze suyu muhabbeti
Bakın şimdi;
Meyve sıkacağı buzdolabının üzerinden indi,
fişe takıldı,
yirmi santimlik yabani turpları Terinos soydu, böldü, parçaladı.
Kıyma çeker gibi onları makineye koydu, suyunu çıkarttı.
Biraz da havuç suyu,
İki limondan çıkan su hepsi karıştı.
Sebze suyu hazırlandı.
İki bardak taze sebze suyunu kendine sakladı,
bir bardak sade havuç suyu Keliternos’a kaldı.
Odun sobası çalışkan öğrenci gibi harıl harıl yanıyordu,
bacasını ortasındaki ayar çubuğundan kıstı,
sobanın çıtırdaması azaldı.
Arkadaki koltuğuna oturdu, eline kitabını aldı,
nihayet sebze suyunu yudumladı.
“-Vay be”… dedi.
-Bu gece kaç kişi acaba turp, havuç, limon suyu karıştırıp içti?
Keyiflendi,
hafif acı da olsa turp suyu, içini ısıttı, iştahını açtı.
Karnı acıktı,
ekmeğinin arasına peynir koydurdu,
ikinci bardağı da bitirdi,
saat de artık ona geliyordu,
iyi geceler diledi,
yattı.
Başını yastığa koyar koymaz uyudu,
sabah uyandığında horozlar ötüyordu.
Kayıt Tarihi : 19.2.2007 12:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!