Bazen bir gülümseme kadar kısadır hayat,
Bazen bir gülüş bir ömür kadar uzun,
Anahtarı kendi yüreğinizdedir
Uzaklarda aradığınız mutluğunuzun.
Sevdalar bir içim su kadar kısa
Yalnız geceler asırlar kadar uzun,
Buzul dağları erir gönül toprağında
Dermanıdır dinmez susuzluğunuzun…
Uzayan hasretlere sığmaz zamanın efkârı,
Merdivenler bitmek bilmez, çıkanlar, inenler,
Karalama defteri misin ey gönlüm,
Nedir bunca yazılanlar, bunca silinenler.
Hangi kahpe ayrılığın gölgesindesin ey vuslat,
Hangi gülün dikeninde saklısın söyle!
Bağır, küfret kus içindeki nefreti, durma,
Susma karşımda felek gibi, susma böyle!
Tükenen gençliğime sığmadı çocukluğum,
Tavan arasında toz kaplı düşlerim var,
Bakma benim hüzünlü halime gülüm,
Sana sakladığım taze gülüşlerim var.
Sırlarım var yüreğimde hiç anlatmadığım
Sevdalarım var bahar kokularıyla dolu,
Hangi gurbeti gezsem avare başımla,
Bütün rüyalarımın sana düşer yolu…
Şimdi gecenin en koyu, karanlık anında
Sensizlikle doluyum özlem kıvamında,
Kelimeler arasında noktalar, virgüller
Bir de bu öyküden kalan, savrulan küller.
Haydi, sen de eşlik et hüzün makamına
Ölen aşkların rahmet okuyalım canına.
Son bir kez söyle yine eski şarkımızı
Gelin olamadan öldü sevdamızın kızı.
Sonra sarhoş olup, sızalım sonsuza dek,
Bir parmak bal… Üzerine bir kadeh kırmızı…
Murat Nail Güney Kasım 2011
Buenos Aires/Argentina
Kayıt Tarihi : 22.11.2011 00:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen bir gülümseme kadar kısadır hayat, Bazen bir gülüş bir ömür kadar uzun, Anahtarı kendi yüreğinizdedir Uzaklarda aradığınız mutluğunuzun...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!