Palyaçolar da ölür mü?
Bunu henüz palyaçoda bilmiyordu
Fakat çocular ölebiliyorsa eğer
Bir palyaçonun ömrü de
pek uzun olmasa gerekti.
Sonuçta çocuklar için vardı palyaçolar
Ve çocuk yoksa palyaço da yoktu mesela
Bu aynı zamanda,
Neşeli kahkahaların,
Gır gır ve şamatanın,
Şarkıların ve şiirlerin de
Olmadığı bir dünya anlamına gelirdi
Kulağa ne kadar da
Sıkıcı geliyor değil mi?
Yetişkinlerin telaşı,
Saman alevi öfkesi,
Ve kör hevesleriyle dolu,
Anlamsız bir dünya...
Aman Allahım!
Duy da inanma!
Bak da şaşırma şu işe!
İyi ki Palyaçolar hala yaşıyordu öyleyse!
Aksi halde yetişkinlere kalsak,
Mutsuzluktan can verirdik herhalde...
Bizler gülümseyen yüzümüz
Ve portakal burunlarımızla,
Her gün biraz daha
inandırıyorduk insanları,
Dünyanın gerçekten
yaşanmaya değer
Bir yer olduğuna...
Özellikle de çocukları.
Aslında onlar da bizi inandırıyordu;
Hala mutlu bir geleceğimiz olacağına...
Çocukların ve palyaçoların
El ele yaşadığı bir zaman dilimi gibi mesela...
Türlü türlü şakalar,
Nice sakarlıklar ve
Şen şakrak kahkahalarımızla...
Bazen oburca yemek yiyeyerek
Bazen de bir çiçeği saatlerce izleyerek
Arka fonda ise hep neşeli bir müzik,
Bazen Bhrams bazense Fuchik...
Sonra ise duyduğumuz her şarkı da
çılgınca dans etmeliydik.
Ve yetişkinler buna izin verir miydi ? diye
artık düşünmemeliydik
Ama olacak şey değildi işte!
Bir fikir de olsa bunu duymamalıydı kimse
Yine de çocuklara anlatırıdım belki
O da benimle birlikte hayal kurabiliyorlar diye
Fakat yetişkinler asla bilmemeliydi bunu...
Eğer öğrenirlerse;
Palyaçolar gerçekten ölebilirdi
Tıpkı çocukların da ölebildiği gibi...
Jülide Aslan
Kayıt Tarihi : 16.4.2025 00:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!