Bir Özlemi Gidermek

Bayburttan uzanınca kuzeye
Karşınıza bir dağ çıkacaktır
Doruğuna çıktığınızda
O yassı dağın
Bir ova görürsünüz geniş alabildiğine

Dağın doruğundan
Ovaya baktığınızda
İçiniz açılır o renk cümbüşünde
Bıldırcınların kanat seslerini
Arıların vızıltısını
Duyar gibi olursunuz

Ovanın ortasından bir dere akar
Çoruhun bir kolu
Yukarı Kırzıdan Arpalıdan
Çiçekliden geçer
Kıvırm kıvrım
Çoruh gibi haşin ve sevecen
Öylesine deli deli akar
Her bahar.

Tarlalar siyah ve boz
Tarlalar yeşil
Tarlalar sarı
Tarlalar her renk
Ağaçlar sıraya girmiş
Kavakların emriyle
Uzun bir nesil

Ovanın ortasında tam ortasında
Bir köy
KIRZI
O köyde anam yatar
Yarım asırdır mezarında
Hep o tepeden baktığımda
Çocuklarına doymadan ölen
Görürürm anamı o toprak yığınının altında
Sanki gözleri dolu dolu
Ağlamaklı

İnce uzun parmaklarının
Saçlarımın arasında
Gezindiğini hissederim
Derin duygular içinde eğilip kulağıma
Şevkatli anne sesiyle
Nasılsın dediğinide.

Gencecik anam
Otuzbeş yaşında
Daha dal olmamıştın
Dal olmadan
Dal gibi budanan anam.

Geri kalmışlığın bağnazlığın
Cehenneminde kavrulan anam
Yıllarca hep ona yanarım
Ana diyemediğim törelerin tutsağında
Ayıpmış anaya ana demek
Dedelerin yanında
Hep abla dedim

Gösüne bastırıpta
Oğlum dediğinide duymadım
Gelinler çocuklarını sevemez
Bağrına basıpta yavrum diyemezmiş
Töre gereği büyüklerin yanında.

Lanet ettim böylesi töreye
Hep kin tuttum
Böylesi bağnaz
Böylesi acımasız geleneğe.

Şimdi mezarının başında oturup
ANAM diyorumda
Bilmem sesimi duyarmı
Duysada duymasada
Bir özlem gidermek için
Anamın mezarının başında
Hep anam derim.