Bir öpücük istedim annen baban hayrına

senli anın ışık kuşaları uçar yüreğimde
kanatlarını açıyor kavuşmanın muştusu
söylenmemiş sözlerin dili çözülüyor
zaferini sarılışına saklamış sarmal özlemlerin bileşkesinde aşk
evveli tümleyen ilgilerin sonsuzluğu doğuyor sol yanımda
yüreğe ışıklarını bırakıyor tutkunun ömrü

hafızanın emziğinden içiliyorsun bir günlerime
ağlayış muammasında kurulanıyor ömrüm
özleyiş ummanında dalgalanıyor sensizliğim
öpüşlerini saklayan suların dudak uçlarında kalıyor hasretim
“bir öpücük istedim annen bababan hayrına”

3.
doyulmamış mazinin doyum aynasında gözlerin taranır
ilk harfin güneşinde aydınlanır içsel karanlığım
aşk tanrıçaların nazlarını okutur nazarında kalakalışım
eşkaliyle işgal edildiğim güzellerden arındırır özlemim
bağrına çağırıyor içsel mevzi
çağrına ulanıyor içsel fecir
gidişin bir günahın can kırığı foyasıysa
günahın ağırlığını tartamıyor gerçekliğin mizanındaki vebalim

4..
zamansızlığın zilini çalan benden çalınmış sensizliğin titreşil adılıyım
çalınan bir saat olsan bütün dünyam ve dünya uyanır aşka
çağırsan bütün çağrıların adresi toplanır sesinde
bağırsan bağrı yanıkların türkülerinde söylenir dertli bülbül
gelsen , bütün huzur, hüznün kalelerini yıkarak gelir fecrine
yazsan, kalem ağlar, dizeler ıslanır imge okyanusunda
aşk şiiri ağlatır
ağlar okuruz, bir bebek nidasıyla gelişini ya da gelemeyişini
5.
bir çocuk yüreğinde annelik tutkusunun sözsüz diliyle
bir çiçek ufkunda açılmış yarına, yarime meyvelik umutların kokusuyla
bir gelecek göğsünde yaslanmış omzun sözsüz romanıyla
bir sarılış deminde demlenen hayallerin sonsuzluk hayaliyle
bir affediş yüceliğinde tütsülenen üst benlik kimliğiyle
bir sen sonrası, bin ben sonrasında sana sesleniyor aşk ve vuslat