Ellili yılların sonuna doğru
Doğduğun toprakta yeşer, dediler.
O günkü bilgeler, seven insanlar,
İnsan sevgi ile yaşar, dediler.
Sevdası olanlar maksuda yeter,
Yandığı sevdayla, gizlice tüter,
Sevmeden yaşayan, ölüden beter,
Menzilsiz bir yola düşer, dediler.
Mekteplerden ilim edep, ar buldum,
Ticaretten zarar buldum, kar buldum,
Zannettim ki gönlümce bir yar buldum,
Gönülsüz gönlünde şaşar dediler.
Gönlümde gönülsüz yari taşıdım,
Ağrıyı, acıyı, zarı taşıdım,
Sırtımda ağırı, zoru taşıdım,
Menzilin kırk dağı aşar dediler.
Gece şafaklara sevgi işledim,
Mah cemalli bir ceylanı düşledim,
Yüreğimi derdi ile haşladım,
Her gönül acıyla pişer dediler.
Her baharın tadı tuzu olmadı,
Gönül bu ya hasretini bulmadı,
Bir acıyla dizde mecal kalmadı,
Kazan kaynadıkça taşar, dediler.
Sabır kalesine çaresiz girdim,
Yakup divanında edeple durdum,
Kenan diyarında çift Yusuf gördüm,
Birisi tanır da koşar dediler.
Buz gibi dünyada yüreğim yandı,
Halimi görenler, gülüyor sandı,
Gece yolcusunun dönmedi kendi,
Sen ona gitmeyi başar, dediler.
Hasret darbe vurdu olan gücüyle,
Pişirdi feleğin kızgın sacıyla,
Dediler yüreğin bitmez acıyla,
Söyler deli devre coşar, dediler.
Kaderin yazarı eylemiş emir,
Bu emrin önünde her kul eğilir.
Velhasıl mihnetle geçti bir ömür,
Dostlar son mekanın eşer dediler.
Kayıt Tarihi : 7.9.2005 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!