merhaba ömrümün çiçeği
yorgun yatağımdan sana sesleniyorum
sana sesleniyorum cancağzım..
görüyormusun beni ne haldeyim
görüyormusun
kimse anlamaz fukaranın üşümesini
herşey dışardan göründüğü gibi değildir.
bilirmisin nasıl acıtır içimi ayrılık türküsü
tıpkı bir güne el sallamak gibi
ve gece de bir tabuta sırt vermek gibi...
şimdi duydun mu ayrılık türküsünü
bildin mi şimdi kavmimin derin üzüntüsünü...
yıllardan beri hep kimsesiz,korkarak
kim kabul eder yaşamı...
içimde hep bir uğultudur vicdanımın sesi
aynı memleket türküsü
aynı rüyamda ki sevgilimin başörtüsü...
kim kabul edecek bilmem
ama çok kişi seyredecek bilirim sesimi.
meleklere yol gösterecek bir şair getireceğim size
yeni sıratlar çizecek önünüze
yeni hayatlar,acılar,dertler ve sevinçler...
sonra bir gece vakti öldüğünüzü göreceksiniz
ve kendinizi sırtınızda taşıyacaksınız
gözlerinizden yaşlar akacak
ama tutacaksınız erkeklik niyetine
kendi üstünüze toprak atacaksınız
ve bir avuç cebinize koyacaksınız
ve orda kendinizi bir defa daha öldüreceksiniz
kendinize bir defa daha kıyacksınız...
göreceksiniz o zaman yüreğinizdeki derin yarayı
fark edeceksiniz ayrılık acısını,
hasretliğin sancısını
o zaman Nazım'ın çığlığını
sesinin duvardan dönüşünü
göreceksiniz hayatın acımasızlığını...
Kayıt Tarihi : 1.10.2006 10:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!