Bir Ölüm Hikayesi Şiiri - Burak Göç

Burak Göç
29

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bir Ölüm Hikayesi

Odanın tepesi alevli, lambalar kızgın bu gece
Perdeler sinsi ve gamsız bir bekleyiş sunuyor
Ay ışıkları gündüz güneşine meftun bu gece
Sabahlar özenle benden uzakta duruyor
Olma sabah, doğma güneş, artık beni beklemeyin

Kalbimin atışları bir infial oldu sokaklarda
Çaresizliğim okunur oldu kimsesiz dudaklarda
Zihnim perişan, yüreğim ateş, artık beni beklemeyin


Eriyor insanlığım, büyüyor toprak içinde tenim
Serpildi, yeşerdi, hazırlandı kefenim
Kalbim bir âsude ülke ister, artık beni beklemeyin

Yeşili ve yağmurdan sonra toprak kokusunu
Gidince de duyarım bunların hazzını içimde
Yıllarca ömrümde biriken bekleyiş tortusunu
Gömerim kendimle, gömerim gayzını içimde
Kaderim bunu böyle ister, artık beni beklemeyin

Bensiz yine şen, yine bahtiyar olursunuz
Vaktim son takına yakındır, sorun n’olursunuz?
Yine eğlenin, söyleşin ben ayrılınca dünyadan
Fakat şimdi yanıma gelin n’olursunuz?
Bir ürperti sarıyor yüreğimi, bir soğukluk geliyor
Son bir kaç teselli daha verin n’olursunuz?
Elveda, artık vakit tamam dostlarım elveda
Yalnızım, sessizim, böyle ölüme can feda
Bekler misiniz bilmem, artık beni beklemeyin
Lüzum yok, geri gelmem, artık beni beklemeyin

Burak Göç
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 20:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ölüm kadar gerçek, ölü kadar soğuk...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!