Odanın tepesi alevli, lambalar kızgın bu gece
Perdeler sinsi ve gamsız bir bekleyiş sunuyor
Ay ışıkları gündüz güneşine meftun bu gece
Sabahlar özenle benden uzakta duruyor
Olma sabah, doğma güneş, artık beni beklemeyin
Kalbimin atışları bir infial oldu sokaklarda
Çaresizliğim okunur oldu kimsesiz dudaklarda
Zihnim perişan, yüreğim ateş, artık beni beklemeyin
Eriyor insanlığım, büyüyor toprak içinde tenim
Serpildi, yeşerdi, hazırlandı kefenim
Kalbim bir âsude ülke ister, artık beni beklemeyin
Yeşili ve yağmurdan sonra toprak kokusunu
Gidince de duyarım bunların hazzını içimde
Yıllarca ömrümde biriken bekleyiş tortusunu
Gömerim kendimle, gömerim gayzını içimde
Kaderim bunu böyle ister, artık beni beklemeyin
Bensiz yine şen, yine bahtiyar olursunuz
Vaktim son takına yakındır, sorun n’olursunuz?
Yine eğlenin, söyleşin ben ayrılınca dünyadan
Fakat şimdi yanıma gelin n’olursunuz?
Bir ürperti sarıyor yüreğimi, bir soğukluk geliyor
Son bir kaç teselli daha verin n’olursunuz?
Elveda, artık vakit tamam dostlarım elveda
Yalnızım, sessizim, böyle ölüme can feda
Bekler misiniz bilmem, artık beni beklemeyin
Lüzum yok, geri gelmem, artık beni beklemeyin
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 20:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ölüm kadar gerçek, ölü kadar soğuk...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!