bu pantolon bana birkaç beden büyük geldi galiba anne. başaramadım mı yaşamayı?
sen nasıl başardın?
söylesene bana da?
ya da yıllardır söylediklerin bunlardı da
ben mi anlamıyordum?
anlamayan bendim değil mi anne?
biliyordum bunun böyle olduğunu.
hadi anne hadi bi daha.
bi daha anlat anne hayatın ne olduğunu bana.
çok mu zordu bu kadar pisliğin içinde tertemiz kalabilmek?
çok mu zordu yaşamanın kıymetini anlyabilmek?
çok mu zordu adam olabilmek?
bu pantolon bana büyük geldi anne.
ne yapıyorum şimdi?
ya da ne yapmalıyım bundan sonra?
dün olsa anne
'siz karışmayın bana. ben hallederim tek başıma. size gerek yok' derdim.
bittim.
hiç gücüm kalmadı anne.
ne yaşamaya ne de hayatla mücadele etmeye.
ne yapmalıyım şimdi?
adam olmalıyım değil mi anne?
ama herşey için biraz geç kalmadım mı?
gidiyorum galiba anne.
bilmiyorum.
her an vazgeçebilirim herşeyden.
seni, babamı kardeşimi özlemeyeceğimi bilsem;
hiç durmam buralarda.
peki ölmek nasıl birşey anne?
bir daha hiç yaşamamak?
o toprakta üşürmüyüm anne?
kalın giyineyim mi?
fayda eder mi kalınca giyinmek?
mesela bana 5 yaşımdayken ördüğün o bağazlı kazağı giysem yine de üşür müyüm?
ölülerin vücudu olur mu anne?
bazen bağırmak, kırmak, dökmek istiyorum.
herşeyi ama herşeyi.
buraya kadarmış galiba.
koskoca yirmiyıl! ! !
az değil, değil mi anne yirmi yıl?
bir karıncayı düşün mesela.
topu topu beş gün onların ömrü.
ya da en sevdiğin çiçeğini düşün
-hatırlıyorum da 'çiçeğim' derdrin bana çocukken-
kaç mevsim yaşıyor ki?
ne bileyim anne.
düşün işte, ömrü kısa olan canlıları düşün.
beni de onların yerine koy.
gidiyorum anne.
öteki dünya yok.
görüşemeyiz orada.
giderayak bi tarhana çorbası yapta beraber içelim anne.
Kemal AradunKayıt Tarihi : 5.12.2001 16:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)