(anneme...)
Anam yüreği cennet,yüreği mis kokulu
Dokunamadığım koklayamadığım…
Yüreği kor, gülüşü melek, gözleri toprak anam…
Bu gün diplomamı aldım oğlun kocaman oldu
Her ana gibi eminim yanımda olsaydın;
-İşte benim oğlum hani şu uzunca boylu esmere çalan
Benim oğlum derdin…Elinde diploma olan.
Gözlerin dalardı,ağlardın belki…
Başarım,sevincimde gözyaşımda yanımda olmadın ana olamadın…
Oğlun 17 yaşında delikanlı oldu;
Oğlun koca adam oldu…Abi oldu…Yoktun…
Sancım ve çaresizliğimle gitmeni istemedim, ama ‘’yok’’ tun..
Ağlayamadım kara oğlun ağlamadı küçücükken bile
Dün gibi aklımda ürkek adımlarla okula gidişim…
Arkadaşlarımın annelerinin öpüşünü kıskanırken,
Benimde annem vardı deyişim…
Neden tüm bebekleri anneleri öpüp kokluyorken, neden yoktun ki?
Hiç olmadın; pekiyi ile geçtiğimde, zayıf not aldığımda
Azar işittiğimde önlüğümdeki çamur için….
Gözyaşımda yoktun anne….
Hayal meyal hatırlarım;
Bembeyaz yüzün koyu fındık rengi gözlerin sonra….
Güldünmü cennet, güldünmü bahardı yüreğime..
Sen güldünmü….Meleğimdin anne….
Küçücüktüm; seni dizlerime yatırır,
Siyahtan daha siyah saçlarını tarardım,
Ürkekçe yatardın küçücük dizime, ağlardım kıyamazdın…
Koynunda yatmadan uyumazdım sonra.
Küçük kara balığım derdin
Her gece ağlardım bana küçük kara balığı anlat anneeee..
Onunla uyur, küçük kara balık olurdum senin sesinde…
Deniz ne kadar büyük değimli?
Balıkçı kuşu nede korkunç…
Oysa o, saadece denizi görmek istemişti, neden öldü ki…
Küçük kara balığın kocaman oldu
Asıl büyük olanın hayat;
Asıl acımasız olanın ise kader olduğunu anladı…
Lise diplomamı aldığımda, babam bana seni hediye etti.
Paketten günlüğün çıktı, her şeyi okudum
Babamı nasıl sevdiğini, beni heyecanla nasıl beklediğini
İlk elbisemi, attığım adımları,gülüşümü, her şeyi…
-Oğlum bana anne dedi…oğlum bana anne dedi…demişsin.
Sonra o kara günleri,içimi acıtan,o geceden daha kara günleri
Kadere artık kader demediğim diyemediğim
Kara yazıları…
İsyalarını ve şu an isyanlarımı…
Yanında olamayacağım oğlum demişsin,
Asker olduğunu görmeyeceğim sonra…
Resimlerine baktım, başörtünü kokladım,
Yoktun anne!
Yok olmanın acısı anlatamadım kimseye yok’tun…
Bu gün doğduğum gün anne
Sensiz geçen 18 koca yıl…
Koştum yanına geldim tenin kadar beyaz
Koynun kadar mis kokan gülerler geldim mezarına
Bu soğuk topraklar seni nasıl sarabildi?
Hep derdin ya; karabalığım büyüyecek pilot olacak…
Gökler onun olacak, süzülecek kartal gibi…
Olmadım…
Ne olur kızma bana toprak gözlü,
Gül yüzlü cennet kokulum, kızma anam…
Doktor olacağım seni benden alan, seni benden çalan kadere inat
Doktor olacağım başka yavrular, başka analar
Koyun koyuna geçirsinler doğum günlerini…
Çırpınması yavrunun oğullar anasız kalmasın diye
Kara oğlunun çırpınması,
Yavrular cennetin kokusuna analarının koynunda doysun diye…
Zamana inat doktor olacağım…
Yüğreğim kanıyor toprağına dokununca
Mezar taşına bakınca içim acıyor, Daha 24 yaşında…
Bana subhanekeyi öğretmiştin, beş yaşında beklide değildim;
Bu duayı okursan, Allah seni çok sevecek,
Bizi o yarattı demiştin…
Mezarına ilk geldiğim gün Babam sen gibi açıp ellerini dua etti.
Minicik ellerimi birleştirdim
Bismillah de oğlum derdin ya hep;
İnadına bismillak derdim, kızardın sonra…
Bu kez bismillah dedim ve duamızı okudum;
-Allah’ım beni,annemi, babamı,ülkemi sen koru…
Ama sen..Yoktun…
Cennet kokulu anam bu gece bir melek geldi rüyalarıma
Saçlarımı okşadı öptü…sarıldı…
Hiç kokunu bu kadar hissetmemiştim.
Yüreğimi yaktı yokluğun…
Saçlarına ak düşmüş, oğlum asker mi olmuş dedin
Malum mu oldu melek anam?
Bak hep yanındayım dercesine, bensiz değilsin dercesine…
Oğlun asker, Karstayım sarıkamışta…
Şehitler diyarında.
Ellerin ne kadar sıcaktı, yanaklarıma dokundun…
Oğlum demen sarılışın.
Nede zormuş meğer bir meleği hayal etmeye çalışmak…
Bir meleğe dokunmaya çalışmak ne zormuş…
Burası İstanbul’dan çok farklı…
Çocuklar, insanlar…
Yürekleri ve bakışları bir…
Yürekleri ve yüzleri aynı…
Çocuklar abi diyorlar; analar yavrum…
Kimsecikler de kalmamış aslında kimi okumaya gitmiş
Kimisi çaışmaya ekmek davasına…
Hele bir ana varki anam;
Dedim ya bakışları ve yürekleri aynı diye
Onun bakışı da bir ayrı, yavrum demesi de
Esmer zayıfça sen boylarında melek anam.
Beyaz kenarı oyalı yazmasının,
Gözleri çökükçe,umutsuz,
Bakar bakar doyamaz gibi bakmaya,kıyamaz gibi bakmaya…
Susar bir ana…
Meğer yavrusu varmış ben boylarında, ben yaşlarında…
Meğer şehit düşmüş vatanı uğruna…
Dualar etmiş Rabbine, ama gelmemiş oğlu, gelememiş.
Kara bir oğlu varmış benim gibi…
Bir ana, bakmaya kıyamaz bir ana vatan evladına...
Şimdi sensizim, yada kimsesiz…
Annesine bakan her çaresiz yavruda beni,
Yavrusuna bakan her çaresiz annede seni görüyorum…
Çırpınıyorum hala anne,
Kaderlerini değiştirmek için çırpınıyorum,
Kaderi yazılmış insanların…Çaresizce…
Şimdi abdest aldım,
Rabbimin İnci meleğine;
Bir Yasin i şerif hediye ettim melekleriyle…
Nur içinde uyu anne…
Kayıt Tarihi : 4.4.2007 11:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hastanede çalışıyorum, annesi lösemiden 25 yaşında ölmüş,o sırada şaşkın şaşkın bakınan, babasının anneannesinn çığlıklarına ne oluyor dercesine bakan 4 yaşında bir çocuğa istinaden yazdım...Nurcan Karslı diye bir hasta...Nur içinde yatsın...
![Derya Altıparmak](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/04/bir-ogul.jpg)
TÜM YORUMLAR (3)