Tak tak tak diye çalan kapıya doğru göz gezdirip"gir"diye seslendi. Sonra önündeki dosyasına dalıp gitti Sait Bey.
Gelen çağırdığı öğrencisi filizdi. Sürekli gözleri yerde, boynu bükük, müdürün ne diyeceğini bekler bir haldeydi. Yüzünde suç işlemiş bir insan hali vardı.
Sait Bey, söze nerden başlayacağını bilmez bir halde, ses tonunu en alt seviyeye düşürerek “Bak kızım seni severim, çok ta çalışkansın, kendine yazık etme gördüğüm halleriniz çok kötü ve okuldan atılırsın. Bu son olsun, bundan sonra seni uyarmam dedi, konuya fazla girmeden Sait bey."
Kız mahcup bir halde sözler verdi bir daha o çocukla görüşmeyeceğine. Derslerine çalışıp istediği yabancı dil bölümüne gidip, İngilizce öğretmeni olacağını söyledi.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta