bir oğlum olacak adı temmuz
uykusuz
korkusuz
beter mi beter
ben beynimi satarak yaşıyorum
o benden proleter
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Temmuz' um..bereketim..şiirim..
Filizlenecek Fırtınalar
hey! Yıldız Dağı
kara yağız heybetli delikanlı
çok acılar çektin
divanelere döndün
gözyaşınla suladın
kıraç toprakları
yiğitliğin konuşuldu
diyar diyar
çiyanlar girdi araya
fesatlık kurdular
hüznün türküsünü söyledin
damarlarından aktı
ağıtlar
göklerin yüzü güldümü
bilmem
benim yüreğim kan
ağlar
nerede semah dönen
ceylanlarım
kızanlarım
elleri ana sütü kokan
yavrularım
yüreğinde
sevda türküleri yeşeren
ozanlarım
yazarlarım
ressamlarım
halkım
nerede çınar ağacım
nerede kekik kokularım
karıncanın türküsü
zambak kokulu yaylalarım
allı yeşilli kızlarım
Banaz ım nerede
nerede memleket kokan
Nazım Hikmet'lerim
Ahmet Arif'lerim
haksızlığa
yobaza başkaldıran
Pir Sultan' ım
Şeyh Bedrettin' im
Uğur Mumcu'm
Turan Dursun 'um
ölenlerim yoldaşım
acıların acım
mücadelen aydınlığım
haksızlığa başkaldırışın
onurum
türkülerin sevdam
ateş düşecek kucağına
filizlenecek fırtınalar
gülüp sevinemiyecek düşmanlar
her filizde milyonlar
Saniye Gündüz Yıldırım'ın GÜNEŞ AY YALINAYAK adlı Şiir Kitabından
Saniye Gündüz Yıldırım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdiklerinize çiçek göndermek için tıklayın
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
oğluma adına veren, benim için ustanın en güzel şiirlerinden birisi...her okuduğumda yeni anlamlar bulduğum bir şiir.
bir oğlum olacak adı temmuz dilinde en güzel sesi türkçemin kulağı en yiğit şarkılarla delik korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı vivaldi'yi dinler gibi okuyup anlayacak ve belki de sütdişleri sürerken balaban bir bursa şaftalisine,ay'dan kendi sesini dinleyecek,vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle ...yine mükemmel bir anlatım,usta olmak bunu gerektiriyor sanırım...
güzel bir şiir..
derinliğinizi kutlarım ...temmuza da güzel bir hayat dilerim ...sevgiyle kalın
Ben usta'nın bu şiirini okuduğumda 15 yaşındaydım ve dedimki benim de ileride bir oğlum olacak ve adı da Temmuz olacak,16 yıl sonra bir oğlum oldu ve üstelik Temmuz da doğdu.İsmi Temmuz,oğlum ismiyle gurur duyuyor bende tabiki,şiir yıllardır evimizde ve işyerimizde çervesiyle asılıdır.Sağol büyük usta,bir kez daha.......
Büyük usta bu harika şiiri yazarak benim oğlumun da ismini daha doğmadan koymuş oldu. her ne kadar 1986 yıllarında bu güzel ismi oğluma koymak zor olsa da ben gene de başardım. benimde bir oğlum oldu adı Temmuz kondu. Benim için çok önelmi olan bu şiiri sitede görmek ayrıca mutlu etti.
temmuz sıcaklıgın da her an akan her an gözyası her ana cı bal eyledigimiz acılar saygı sewgi we özlem ile anıyorum hasan hüseyin usta yi büyükm usta sair kawga adamı .....sewgilerle
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta